solyanreklam
sagreklam

Osmaniye Belediyesi

Osmaniye Belediyesi

  • Belediye Adı: Osmaniye Belediyesi
  • Belediye Başkanı: Kadir Kara
  • Adres: Rahime Hatun Mahallesi Musa Şahin Bulvarı No:303 Osmaniye / Türkiye
  • Telefon: 0 328 440 00 80
  • Web: http://www.osmaniye-bld.gov.tr
  • E-Mail: osmaniyebelediyesi@osmaniye-bld.gov.tr
  • Kısa Bilgi: Osmaniye’nin idari teşkilatı ile ilgili bilgileri bazı eksikliklere rağmen salnamelerde bulabilmekteyiz171. Osmaniye ilk kurulduğunda Halep Vilayeti’ne bağlı olan ayas Sancağı’na tabi bir kaza idi.
  • Detay:

    Osmaniye Kazasının İdarî Teşkilatı (Salnamelerde)

    Osmaniye’nin idari teşkilatı ile ilgili bilgileri bazı eksikliklere rağmen salnamelerde bulabilmekteyiz171. Osmaniye ilk kurulduğunda Halep Vilayeti’ne bağlı olan ayas Sancağı’na tabi bir kaza idi. H. 1284 (1867/1868) yılı salname kayıtlarına göre merkezi Osmaniye kasabası olan kaza, Kuyuluk, Haraz, Kötüköy, Hacıömer ve Gökdere adlarıyla beş mahalleden oluşuyordu. Tecirli ve Cerid isimli iki nahiyesi bulunmaktaydı. Bu iki nahiyeye bağlı 24 köy vardı. Bu köyler; İğbârdere obası, Dereli, Gebeli, Çona, Çardak, Tecirli, Dervişiye, Tevfikiye, Cevdetiye, Yaveriye, Rızaiye, Cerid, Azizli, İmran, Hamdilli, Değirmenderesi, Veysiye, Yalak, Şükriye, İzzeddin (Tatarlı), Hacılar, Bekirli, Himmedler ve Kozaklar idi. H. 1285 (1868/1869) salname bilgilerine göre Osmaniye kazasında nahiye sayısı Ağyar, Tecirli, Cerid ve Çendoğlu olmak üzere dörde yükselmiştir. Nahiyelere bağlı olan köylerin dağılımı ise şöyledir:

    Ağyar nahiyesi: Ağyar, Dedeilyas, Ürünobası, Köçekler, Fakıuşağı, Dereli, Gebeli, Toprakkale

    Tecirli nahiyesi: Dervişiye, Cevdetiye, Tevfikiye, Arslaniye, Rızaiye, Yaveriye.

    Cerid nahiyesi: Azizli, İmran, Hamdilli, Değirmenderesi, Veysiye, Yalak, Şükriye, İzzeddin, Bekirli.

    Çendoğlu nahiyesi: Çardak, Sülüklü, Çona, Karakışla, Karataş.

    H. 1286 (1868/1869) yıllarında kazadaki nahiye ve köylerde bir değişiklik bulunmamaktadır.

    H. 1287 (1869/1870) salname bilgilerine bakıldığında ise Payas Sancağı ve dolayısıyla

    Osmaniye kazası Adana Vilayeti’ne bağlanmış ve Ağyar nahiyesi kaldırılmıştır.

    H. 1289 (1872/1873) yılları salname bilgilerine göre kaza; Osmaniye, Çendoğlu, Cerid ve Tecirli olmak üzere dört nahiyeye ayrılmıştır. Osmaniye kasabası ise kaymakamlık merkezidir.

    H. 1290 (1873/1874) yıllarında Osmaniye kazasının nahiyeleri Kıyı, Cerid ve Tecirli nahiyeleridir.

    H. 1296 (1879/1880) yıllarında ise Osmaniye kazasının merkezi Rızaiye’dir178. Payas Sancağı’nın isminin değişerek Cebel-i Bereket Sancağı olması ve Maraş Sancağı’na bağlı Bulanık ve Hassa ve İslahiye kazalarının da bu sancağa bağlanması 1879 yılına rastlamaktadır. Bu tarihte Yarpuz sancak merkezi olmuştur. Bu değişikliklerle Payas kaza statüsüne getirilmiştir. Böylece Merkezi Yarpuz olan Cebel-i Bereket Sancağı’nın Payas, Bulanık, Hassa, İslahiye ve Osmaniye adlarıyla kaza sayısı beşe yükselmiştir.

    H. 1297 (1880/1881) yıllarında Osmaniye’nin nahiye sayısı Çendoğlu nahiyesi ile birlikte tekrar dörte yükselmiştir179. Bu dönemde de kaza merkezi yine Rızaiye’dir.

    H. 1318 (1900/1901) yıllarında Osmaniye kazası Rızaiye, Hacı, Osmanlı, Dağıstanlı, Hristiyan adlarıyla 5 mahalle, 18 köyden oluşuyordu. Tecirli ve Kıyı adlarında iki nahiyesi vardı.

    Osmaniye’nin Yerinin Değişmesi

    İdari teşkilat kurulduktan sonra bölgede yapılan iskânlar neticesinde halk güven ortamı içinde işinde gücünde olmaya başlamış ve alınan önlemler sonucunda bölge emniyetli bir yer olmuştur. Bu şartlar içinde halk ziraata başlamış, topraktan elde edilen ürünleri ihraç ederek ticaret yapmaya başlamışlardır.

    Tarım, hayvancılık ve el sanatlarının hızla gelişmesiyle bölgede ticarî bir hareketlilik başlamıştır. Ancak yeni kurulan Osmaniye kasabası Adana-Maraş yolu olarak ta bilinen tarihi güzergâhın biraz dışında kalmaktadır. Kasaba şayet Adana-Maraş yolu üzerinde olsa hem ticaret gelişecek hem de bir cazibe merkezi olacaktır. Bu düşünceler içerisinde bölgenin ileri gelenleri kasabanın yol güzergâhına taşınması hususunda girişimlerde bulunmaya başlamışlardır. Bu kapsamda hükümetle yapılan

    yazışmalar sonuç verdi. Kasaba Eylül 1881 tarihinde Adana-Maraş yolu üzerinde bulunan ve eskiden Pazaryeri olarak bilinen Rızaiye karyesine taşındı. Cevdet Paşa Osmaniye’nin yerinin değiştirilmesi meselesini şöyle aktarmaktadır: “Halep’ten İstanbul’a gelirken Osmaniye vücûhu Belen’e gelip bizimle görüştüklerinde Osmaniye kasabası ücra yerde bulunduğundan Adana’dan İslahiye ve Maraş tarafına giden yolcular kasabaya uğramayıp bu cihetle ahz u îtâdan mahrum olduklarını derk etmekle bu kasabayı cadde üzerinde vaki’ Pazaryeri’ne nakl etmek için vaki’ olan istidaları üzerine kendilerine ruhsat verilmiş ve onlar dahi hemen eski kasaba ve bağçelerini kendilerine sayfiye olmak üzere terk ederek Pazaryerinde müceddeden bir kasaba bina etmişler idi. Bu kere Maraş’a giderken bu yeni Osmaniye kasabasına uğranılarak bundan dahi kesb-i neşât ve inşirâh eyledim”181. Pazaryeri olarak tarif edilen yer şimdiki Rızaiye Mahallesi’nin bulunduğu mevkiidir.

     

    Osmaniye Kazasında Kurulan Köyler ve Hane Miktarları182

    İzzeddinli köyü 47 hane

    Dervişiye köyü 123 hane

    Cevdetiye köyü 81 hane

    Rızaiye köyü 48 hane

    Yaveriye köyü 46 hane

    Tevfikiye köyü 40 hane

    Şükriye köyü 43 hane

    Azizli köyü 43 hane

     Bulanık Adının Bahçe Olarak Değiştirilmesi (26 Mayıs 1896)

    Adana Vilayeti’nde Bulanık adlı bir kaza olduğu gibi Bitlis Vilayeti’nde de aynı isimle bir kaza bulunmaktaydı. Haberleşme ve sair yazışmalarda bu iki kazanın evrakı ve sair bilgileri birbirine karışıyordu. Bu konudaki karışıklığın önlenmesi için Dahiliye Nezareti’nin yaptığı çalışma Şura-yı Devlet’de görüşülerek karara bağlandı.

    Buna göre iki kazanın birbirine karışmaması için Cebel-i Bereket Sancağı’ndaki kazanın eski namı olan Bahçe ile isimlendirilmesine karar verildi ve 26 Mayıs 1896 tarihli irade ile Bereket Dağı’ndaki Bulanık kazasının ismi Bahçe olarak değiştirildi.

    Osmaniye Kurulmadan Önce Bölgedeki Nüfus Durumu

    Osmanlı toprakları üzerinde ilk genel nüfus sayımına 1830 yılı ortalarında Karaman Eyaleti’ne gönderilen fermanla başlanmıştı184. Ülkenin dört bir yanında nüfus sayımlarına başlandığı haberi Adana’da da duyulmuş, ancak Adana’ya sayım yapılması için herhangi bir emir gelmemişti. Bunun üzerine Adana mütesellimi hükümete müracaat ederek bölgenin sayımının yapılmasını istediğinde Serasker Paşa’nın, “ileride gereğine bakılmak üzere tahririnin şimdilik ertelenmesi” görüşü üzerine sayım ertelenmişti. Mütesellimin sayım için ısrarlı müracaatı üzerine, etraf bölgelerin tahrir edilip Adana’nın tahririnin ertelenmesi ahaliyi de vesveseye düşürerek telaş etmelerine neden olduğundan yine ertelenmek yoluna gidilirse ahalinin vehimleri daha da artacağı, mütesellim ise iyice ürkütülmüş olacağından İç-il Sancağı’nın tahririni gerçekleştiren Şakir Bey’in Adana’nın tahririne de memur edilmesi185 uygun görülmüş ve tahrir görevi Şakir Bey’e verilmişti. Bu yazıdan hemen sonra Adana Eyaletinde de sayım işine başlandığı görülmektedir. Üzeyr (Payas) Sancağı bu tarihte Payas, Belen ve Misis kazalarıyla Arsuz nahiyesinden oluşmaktaydı.

    19. yüzyılda ülke genelinde 1844 yılında yapılan nüfus sayım ve yazım işi, Adana Eyaleti’nde ve dolayısıyla Üzeyr Sancağı’nda ancak Hicri 1265 (1848–1849) yılında gerçekleştirilebilmiştir. Üzeyr Sancağı İdari olarak bu tarihte yine Adana Eyaletine bağlı bir sancaktır. Ancak Osmanlı Arşivinde bu sayımın sadece icmal (toplam) defteri bulunmaktadır187. Bu icmal defterine göre Ulaş ve Kıyı nahiyesi Üzeyr Sancağı’na bağlı görünmektedir. Ulaş ve Kıyı nahiyelerinin sınırları dikkat çekecek derecede geniştir. Nahiyenin sınırları İskenderun yakınlarında Değirmenderesi’nden başlayıp şimdiki Osmaniye ili sınırlarının bir kısmını da içine almaktadır.

    Bu sayımda Ulaş ve Kıyı Köyleri ahalisinin nüfus sayımına başta muhalefet ederek sayılmaya yanaşmamaları üzerine bu bölgelere asker sevk edilip aşiretlerin te’dib ve terbiye edilerek kur‘a ve nüfus sayımı işinin yapılmasına karar verilmişti.

    Ancak buna gerek kalmadan Üzeyr kaymakamı Mustafa Bey’in de araya girmesiyle Ulaşlı ve Kıyı nahiyesi ahalileri sayıma ve kur‘aya ikna edildiler

     a) Kıyı ve Ulaş Nahiyelerinde Nüfus (1849)

    Sonraki tarihlerde Osmaniye kazasının bir bölümünü oluşturacak olan Ulaş ve Kıyı nahiyesi 1849 yılındaki kayıtlarda birlikte zikredilirken 1867 nüfus sayımında Ulaş nahiyesinin Kıyı nahiyesinden ayrılarak Payas kazasının bir nahiyesi olduğunu görmekteyiz. Fırka-i Islahiye’nin Osmaniye kazasını Kıyı nahiyesini esas alarak kurması üzerine buraya bağlı olan köyler Payas kazasından alınarak Osmaniye kazasına bağlanmıştır.

     b) Üzeyr Sancağı’nda Bulunan Kaza Nahiye ve Aşiretlerin Nüfusu (1865)

    Aşağıda Ulaş ve Kıyı nahiyelerinin ayrı ayrı gösterildiği tabloya ait belgenin üzerinde her hangi bir tarih bulunmamaktadır. Ancak bölgedeki idari yapılanmaya bakarak belgeye tahmini bir tarih koymak gerekirse, belge Fırka-i Islahiye’nin bölgedeki idari değişiklikleri yapmadan hemen önceki bir tarihe denk gelmektedir. Zira belgenin devamında İslahiye nüfusuna dair bilgiler de yer almaktadır. Hatırlanacağı üzere Ulaş ve Kıyı nahiyeleri 1865 yılında Fırka-i Islahiye tarafından Payas Sancağı’ndan kısmen ayrılarak Osmaniye kazası oluşturulmuştu. İşte bu tabloda Osmaniye kazasının oluşturulma şekli ortaya konmuştur.

    Müslim Hırıstiyan

    Nüfus Hane Nüfus Hane

    NEFS-İ ÜZEYR KAZASI

    Kürtül karyesi Payas Livası 273 88 75 27

    Karbeyaz karyesi 45 9

    Rum karyesi 38 14 63 28

    Rum karyesine tabi Üzeyr 11 2

    Karayılan karyesi 57 17

    Sarıseki karyesi 30 13

    Abacılı karyesi 124 42

    Rum karyesine tabi İskenderun 5 2

    Çokmerzimen karyesi 67 10 726 123

    Başlamışlı karyesi 80 18

    (…) karyesi 47 12

    Özerli karyesi 176 49 88 39

    189 Biz buraya sadece K ıyı köylerini aldık. N ahiyenin Ulaş kısmında kalan köyler ve 1849 yılı nüfus sayımı

     Osmaniye Kazasının Çeşitli Yıllardaki Nüfusu

    Bölgenin elimizde bulunan son nüfus sayımı 1283/1867 sayımıdır. Bu tarihlerde Osmanlının diğer bölgelerinde her hangi bir sayım yapılmamıştır. Bu sayım Fırka-i Islahiye icraatları çerçevesinde yaptırılan özel bir sayımdır191. Osmaniye kasabasının kurulmasından hemen sonra yapılan sayımda Osmaniye’ye ait nüfus bilgilerine Osmanlı Arşivinde bugüne kadar yapılan tasnif çalışmalarında rastlanamamıştır. Ancak Arşiv belgelerindeki kayıtlara bakılacak olursa, Osmaniye’nin sayımı yapıl-mış ve defteri merkeze gönderilmiştir. 1868–69 yılı verilerine göre Osmaniye, beş mahalle ve 32 köyden ibarettir. Kazada 1792 hanede 5.152 erkek nüfus, 312 hanede 1.156 Hristiyan nüfus bulunmaktadır. İkisinin toplamı ise 2.041 hane, 6.308 erkek nüfustur. 1869/1870 salname kayıtlarına göre 812 Müslüman hanede, 2.550 Müslüman erkek nüfus bulunmaktadır. Hristiyan nüfus hakkında bu yıl bir malumat verilmemiştir. 1872/1873 yıllarındaki salname bilgilerinde ise Osmaniye’de 405 hane olduğu ve 1.024 Müslüman erkek nüfusun bulunduğu zikredilmektedir. Bu dönemde Osmaniye’de 10 köy bulunmaktadır.

    1881 yılında Cevdet Paşa kazanın toplam nüfusunu 1.388 hane olarak vermektedir. Bu nüfusun tamamını Müslümanlar oluşturmaktadır.

    1890/1891 yıllarında Osmaniye kazasında 7.764 Müslüman erkek ve 100 Hristiyan erkek vardır.

    1891/1892 yıllarında ise 7.764 Müslüman erkek, 100 Hristiyan erkek nüfusu zikredilmektedir.

    1894/1895 yılarında kaza nüfusu 6.714 Müslüman erkek, 102 Hristiyan erkek olmak üzere toplam 9.816 dır.

    1900/1901 yıllarında kaza 5.015 Müslüman erkek, 587 Hristiyan erkek olmak üzere toplam 5.602 nüfustur.

SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık