- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 28 Mayıs 2020, Perşembe 3:05
Bu salgın da iki şeyin önemini anladık; İlaç ve Gıda ile beraber Aşı Üretiminin de zorunlu olduğunu.
Cumhuriyet kurulduğunda el attığı ilk işlerden bir tanesi Anadolu Halkının salgın hastalıklardan kırılmasını önlemekti. Kurtuluş Savaşı sürerken, halkta askerler de Tifo-Tifüs-Sıtma-Dizanteri-Kolera- Frengi- Kızamık-Kızıl ve Verem den binlerce kişi ölüyordu. Ordudaki 24.000 civarında asker savaşamadan bu hastalıklardan ölmüştü.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, uzun ve yorucu savaşlar sonucunda harabe haline gelen Anadolu’da salgın hastalıklar adeta kol geziyordu. Anadolu halkı büyük bir sefalet içerisinde hastane ve ilaca ulaşamıyordu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte halk sağlığı hizmetlerine yoğun önem verildi. Erken Cumhuriyet Dönemi olarak adlandırılabilecek olan 1923-1930 yılları arasında sağlık alanındaki mesainin tamamı salgın hastalıklarla mücadele için sarf edildi. Bu dönemde en yoğun görülen hastalıklar; sıtma, frengi, çiçek, kızıl, trahom, difteri ve verem idi. Ülkenin orta ve kuzey kesimlerinde frengi, güneyinde trahom tamamında ise sıtma hastalığı görülüyordu.
1923-1930 döneminde bulaşıcı hastalıklarla mücadele edebilmek için heyetler kuruldu. Vilayetlerden gelen salgın ihbarları dikkate alınarak hastalığın görüldüğü yerlere ilaç, aşı, serum ve doktor gönderildi. Mücadelede önemli yeri olan aşıların üretimi devlet eliyle yapıldı. Türkiye’de üretilemeyen ilaçlar ise yurtdışından ithal edildi. 1930 yılında saha çalışmalarından elde edilen tecrübeler doğrultusunda, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu çıkarıldı. Bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadele bu düzenlemeyle yasal zemine oturtuldu.
İşgal altındayken aşı ürettik
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın pek bilinmeyen yönlerinden biri de savaş sırasında aşı üretimidir. Osmanlı tıp kurumlarında görev yapan çok sayıda yurtsever hekim ve veteriner hekim özveriyle görev yapmıştır. O günün zor koşullarında, insan ve hayvan aşı serumları üretmişlerdir.
Bu yurtsever hekimlerimiz tıbbi gelişmeleri izlemişler ve uzun yıllar savaşan ülkenin aşı ihtiyacını karşılamaya çalışmışlardır. Ahmet Refik, Kemal Muhtar, Şerefeddin Mustafa, Mustafa Hilmi, Ahmet Şefik, Nikolaki Mavriadis, Zekai Muammer, Reşat Rıza, Muzaffer, Nikolaki Zuhri, Tevfik Salim...Onlar Kurtuluş Savaşı'na destek veren sayısız özverili hekim ve veteriner hekimden sadece birkaç tanesidir…
Savaş süresince bazıları işgal altındaki İstanbul'dan, ürettikleri aşı ve serumları gizlice Anadolu'ya sevk etmişlerdir. Bazıları da bu kurumları Eskişehir, Kırşehir, Afyon, Niğde, Sivas gibi Anadolu'nun farklı kentlerine nakletmiş, hanlarda, hamamlarda, boza şişelerinin içinde aşı ve serum üretmişlerdir.
Çanakkale Savaşı sırasında İstanbul'un işgal tehlikesi doğunca o zamanki adıyla, Bakteriyolojihane-i Baytari'nin (Osmanlılarda ilk bilim araştırma kurumu) Müdürü Ahmet Şefik Bey ve yardımcısı Nikolaki Mavriadis Bey, Aşıhaneyi Anadolu'ya taşımaya karar verirler. Eskişehir Sıcaksular yöresinde bir handa bir süre hayvan aşı ve serumları üretirler. Yunan işgali Eskişehir'in kapısına dayandığında, aşıhaneyi sırtlarına vurup Kırşehir'e taşırlar. Aynı dönemde Şerefeddin Mustafa Afyon'da çiçek aşısı üretmektedir…
Dr. Reşat Rıza ve Dr. Tevfik Salim, tifüslü hasta kanını alıp bir saat süreyle 60 derecede ısıtırlar. Elde ettikleri aşıyı şişelere doldururlar. Bu sıvıdan beş santimetreküp deri altına şırınga ederler.
İnsan kanından Tifüs aşısı ilk kez 1915 yılında üretilmiştir. Daha sonra Hamdi Hoca bir kısım ısıtılan hasta kanı ile iki kısım nekahatteki kişinin serumunu karıştırmış ve Enjeksiyon sayısını üçe çıkarmıştır. Hamdi Metodu adıyla anılan bu yöntem, o zaman Alman hekimler tarafından örnek alınarak uygulanmıştır.
Ne acıdır ki, günümüzde hayati önem taşıyan aşıları yurt dışından satın alıyoruz. Her yıl milyarlarca lira akıtarak.
O yüzden Aşı çalışmalarının acilen desteklenmesini ve üretilmesini tavsiye ederim.
Gazeteci Arkadaşım Çoşkun Bel’in yazdığı “Sağlıkta Kırmızı Alarm” kitabını da okuyun derim…
http://www.bursaarena.com.tr/osmanli-asi-uretmisti-biz-neden-uretmeyelim-makale,4593.html
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
28.09.2020 Türkiye tarımla para kazanır..
-
22.09.2020 Yunanistan 116 yıl önce de Anadolu'yu işgal etmek istiyordu..
-
12.09.2020 12 Eylül Amerika'nın Eseridir..
-
06.09.2020 İngilizlerin Halifelik Planları
-
31.08.2020 Yunanistan tarihten ders almalıdır
-
26.08.2020 Hacılardan gelen paralar fahişelere gitti..
-
18.08.2020 17 Ağustos Depremi HAARP İle Yapıldı..
-
10.08.2020 BİLL GATES İnsanlık Suçu İşliyor..
-
02.08.2020 Ayasofya, Batı'ya Karşı Zaferdir
-
27.07.2020 Ayasofya Egemenlik Simgesidir
-
20.07.2020 İlk Cuma Neden 24 Temmuz'da?
-
11.07.2020 Ayasofya Ve Yaşayan Bizans İmparatoru
-
03.07.2020 İspanyol Gribi ve Korona..
-
22.06.2020 Corona Avrupa'da azaldı, Amerika'da çoğaldı, neden?
-
16.06.2020 Bizans'ın Yasal İmparatoru Var..
-
04.06.2020 Amerika'da Trumph ile İllüminati Kavgası Yaşanıyor
-
21.05.2020 İnsanlara Çip Takmanın Planları..
-
13.05.2020 Corona 1957'de Planlandı..
-
07.05.2020 Trumph Benim Teorimi Onaylıyor
-
28.04.2020 Korona'nın sırları çözülüyor..
-
21.04.2020 Korona sonrası dünya ekonomisi
-
14.04.2020 Çin, Dünyanın Jandarması mı olmak istiyor?..
-
07.04.2020 Küresel elitlerin planlarını yıkmak zorundayız
-
31.03.2020 Bilimden uzaklaşan İslam dünyası..
-
22.03.2020 Çin Biyolojik Silah Üretirken Virüsü Sızdırdı
-
13.03.2020 Yunanlıların nankörlüğü sürüyor..
-
03.03.2020 Amerika Suriye'den intikam alıyor..
-
26.02.2020 Çin'deki salgında ABD'nin etkisi var mı?
-
19.02.2020 Korona Virüsü'nü Putin mi haber verdi?
-
10.02.2020 Kıbrıs Türklerindeki ‘Türk Düşmanlığı'nın Kaynağı
-
04.02.2020 ABD Çin'e saldıracağını filmlerle açıklamıştı
-
29.01.2020 Prof. Nuriye Pınar: "İstanbul'da 100 Yıl Deprem Olmaz"
-
20.01.2020 Yahudi-Hristiyan Mesihi ve Mehdi Gelecek mi?
-
16.01.2020 Halkı zehirleyenlere ağır cezalar geliyor..
-
06.01.2020 3. Dünya Savaşı çıkmaz..
-
01.01.2020 2020 Yalanları ve Türkiye..
-
28.12.2019 Kanal İstanbul Amerikan Projesi mi?
-
17.12.2019 Soykırımcı İsveç'in yaptıkları