- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 25 Eylül 2018, Salı 3:09
Geçmişin tarihini yazan geleceğin tarihini de yazıyor. Emperyalist Batı, kendi sömürgecilik anlayışını işgal ettiği ve sömürdüğü ülkelere gönüllü olarak kabul ettirmek için “ARİ” ırk anlayışını teorik temelini attı.
Buna göre diğer ırklar aşağı idi ve Batı’ya hizmet etmeliydi. Karşılığında Batı onlara “Medeniyet” getiriyordu. Darwin’in” Irkların doğal seleksiyonu” kuramı emperyalist yayılmacılığın temel teorisi haline geldi.Darwinizm emperyalist Batı’nın yeni dini oldu.
Bu kültürle yetişen ve kendini şartlanmışlıktan kurtaran bağımsız araştırmacılar farklı şeyler yazıyorlar. Jared Diamond,Tüfek, Mikrop ve Çelik adlı kitabında 1450’ye kadar Batı’ya teknolojinin Doğu’dan geldiğini yazar. (TUBİTAK Kasım 2013 Ankara)
Günümüzde ırkçılığın yerini kültürcülük aldı, yazan Yuval Noah Harari, 1770’de Avrupalıların ekonomisinin %80’ini denetliyordu. Hindistan ve Çin dünya üretiminin üçte ikisini üretiyordu. Avrupa bu açıdan cüceydi. (s,288,Yuval Noah Harari, Hayvanlardan Tanrılara Sapiens, Kollektif Kitap, İstanbul-2016)
Üstün beyaz ırktan “Ari” olduğunu iddia edenler dünyayı kana buladılar. Savaş unutmaya başladığı iki binli yıllarda Doğu’nun yükselişe geçmesiyle ırkçılığın batı’da hortlaması tesadüf olmamalı.
Max Müller, Hintlilerle olan renk farkından dolayı akrabalık ve yakınlığın atalar cihetinden değil, sadece dil yönünden olduğunu öne sürmüştür. Oysa sektans yapısına bakıldığında,farsça, Tacikçe ve Türkçe birbirine benzer. Diğer yandan Rusça, Arapça, Fransızca ve İngilizce arasındaki sektaks benzerliği yüzde yüzdür.
Batı’nın zorlama Ari ırk ve Hint-Avrupa teorisine a karşı çıkan Hintli Bilim İnsanı Swami Dayananda Saraswati konuyla ilgili bir konferansta Ari ırkı savunan Batılı bilim adamlarına alaycı bir dille şöyle seslenmişti: “Avrupalı üstatlarımız sizlere, yad ellerden gelen Aryanilerin ülkeyi ele geçirmek için hâkimiyet tesis ettiklerini ve kendilerine yer açmak için yerlileri tenkil ettiklerini anlatıyorlar. Bunlar aptalca eşekçe şeyler! Ama bizim, Hintli Aydınların onlara ‘amin’ diyerek elpençe divan durmalarına anlam veremiyorum. Tüm bu yalanları çocuklarımıza öğretiyorlar. Aryanilerin dışarıdan geldiklerini ispat edecek tek bir delil yok. Hindistan’ın tamamı Aridir o kadar!”. (Sinan Meydan,s.150)
Bağımsız araştırmacılar arttıkça 19 ve 20. Yüzyılın Hint-Avrupa tezi ve ari Irk teorisi sarsılıyor. Centre National de Recherche Scientfigue’in Eylül 2000 tarihli ve 386. Sayısının 8. Sayfasında ki şu cümleler Ari ırk teorilerinin geldiği noktayı göstermesi bakımından çok önemlidir.
“…18’in sonları ve 19.yüzyılların başlarında dil bilimcilerce ortaya atılan Hint-Avrupa dilleri karşılaştırmalarını tamamıyla yalanlama zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Böylece örneğin Hint-Avrupa grubunun Kendisi Altay grubu dillerle aynı üst ailenin dalları olmaktadır ki Fransızca, Türkçe ve Mançuca gibi birbirinden farklı diller bu üst aile içine girmektedir..”(Türklerin Kökeni, s.150)
Batının yarattığı tarih anlayışının ve bu amaçla yaptığı kültürel propaganda’nın, verdiği bursların, medya yoluyla körüklediği üstünlüğünün yansımasını ülkemiz aydınlarında, tarihçilerinde ve bizim gibi ülke aydınlarında görüyoruz. Onların önümüze koyduğu tarih tezleri aynen kabul görüyor.
Avrupa,Grekleri ataları kabul etti ve medeniyeti onlardan başlattı. Oysa “Tarihin Babası” kabul edilen Herodot, yazının da, tanrıların kendin başka milletlerden Greklere geçtiğini, İonların Antik Grekçe’den farklı dört dil konuşan bir halk olduğunu Histoia adındaki eserinde yazmıştır. Bugün tüm tarihçiler, yazının, matematik, astronominin ve diğer bilimlerin atasının SÜMERLER olduğu konusunda hem fikirdir.
Roma medeniyetini kuran ve büyük bir imparatorluk kurmuş olan Romalılar, batı tarafından Grek olarak görülür ve yazarlarına Grek denir. Oysa Romalılarla, Greklerin ne dilleri, ne tanrıları ne de yazıları aynıdır. Üstelik Grekler, diğer milletlere “Barbar” derken Romalılar o barbarları “Roma vatandaşı” yaptı.
Gelelim tarihimize, tarihçilerimiz bizi Orta Asya’ya tıkmakta, bu topraklara sonra’dan geldiğimize inandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Aynı zamanda Moğollarla akraba yapmakta ısrarcılar. Türkler Fin-Ugor halklarının da bulunduğu Ural-Altay dil grubuna alınmış. Hangisini düzeltelim.
Orta Asya yani Central Asia, Türkistan yerine işgalci çarlık Rusya’sı tarafından 1870’lerde kullanılmaya başlandı. Temel kelimeler arasındaki benzerliklere baktığımızda Moğolca ile benzerlik %10’nu bulmuyor. Temel kelimelerde benzerlik oranı Macarlarla % 40’larda. Buradan yola çıktığımızda ortak vatan Ural boyu, Kuzey Kazakistan oluyor. Ön Türklerin önemli bir kolu Doğuya göç etti ve orda çoğaldılar. Doğu’daki Türkler Hun / On imparatorluğunu, Doğudakiler İskit federasyonunu kurdular.
Türkçeyle akraba olduğu söylenen Moğol ve Mançu dilleri neredeyse (ve doğal olarak) Çin dilinin istilasına uğramışken Türk dilinde Çin dilinden geçen kelime sayısı son derece azdır.
Emperyalist tarih anlayışına bilinçli bir şekilde karşı çıkan tek lider Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk, tarih, sosyoloji ve antropoloji konularında çıkan kitapları takip etmiş, yurtdışından getirtmiş, çoğunu Türkçeye çevirtmiştir.
Atatürk, bununla yetinmemiş, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nu kurmuştur, mirasını da bu kurumlara bırakmıştır. Atatürk, bununla da yetinmemiş ve önce Tarih, sonra da dil kurultayları toplamıştır. Düzenlenen kurultaylara alanlarında zirvede olan bilim adamlarını çağırmıştır. Ancak ölümünden sonra bu konudaki çalışmalar durmuş, en azından eski heyecanını kaybetmiştir. İlerleyen yıllarda bu kurumlar etkisiz hale getirilmiştir. Daha kötüsü tarih ve arkeoloji alanında çalışan akademisyenlerimiz 1940 yıllarda hükümetin benimsediği “Greko romen kültür”ü benimsemişler ve Batılı akademisyenlerin öne sürdüğü tezleri tartışmasız kabul etmişlerdir. Aksini düşünenler zaman içinde üniversitelerden uzaklaşmışlardır. Ön Türk tarihiyle ilgilenen, farklı tez öne süren yok denecek kadar azdır. Batı kökenli tezlere karşı olanlar akademik dünyada yer bulmaları çok zordur.
Veli Sevin’in Hakkâri kazıları durdurulur, Kafkas kökenliHattileri hiç alakası olmadıkları ve kendilerine “Neşa” diyen halkın atası yapan ve akademik dünyaya” Proto Hatti” diye kabul ettiren Ekrem Akurgal’ın kitabı TÜBİTAK tarafından defalarca basılır.
1870’lerde Türkistan’ı işgal eden çarlığın kullandığı “Central Asya /Orta Asya” deyimi Türkistan’ın yerini alır. Son yıllarda yapılan araştırmalarda iyice açığa çıkan, geçen yüzyılda bilhassa Macar araştırmacıların yaptığı araştırmalarda Türklerin ana yurdu için Ural-İtil arası ve Güney Kazakistan olduğu açığa çıkmıştır. Ancak tarihçilerimiz halaOrta Asya’dadır.
Türkler, Kırım, Doğu Kafkasya, Türkistan, İç Asya, Volga Nehri boyu ve Ukrayna’ya kadar uzanan böldgede sayısız şehir kurmuşlardır. Ama tarihçilerimiz de aynen Batılı tarihçiler gibi türkler hakkında “GÖÇEBE” demekte tereddüt etmez. Oysa, Bizanslı tarihçi prenses Anna yazdığı tarih kitabında Tuna’yı aşan Peçeneklerin ekip biçmeye başladıklarını yazar.
Heredot, Dara’nın geride bıraktığı askerlerin iskitler’i “EL, KOL İŞARETLERİYLE YANLARINA ÇAĞIRDIKLARINI” yazar. Yani Persler ve İskitler aynı dili konuşmazlar. Romalı tarihçiler de dilleri benzer diye yazmamıştır. Ama akademik çevreler Batı’nın İskitler için “Ari” söylemeni aynen kabul ederler.( Histories s.350)
Ural-Altay dil ailesi ile Türkçenin pek alakası olmadığını bu tezi savunan Denis sinor’da üstü örtülü kabul eder.
Denis Sinor, şu sözleriyle Türkçenin Ural-Altay ile ilgisi bulunmadığını itiraf ediyor. Sinor. “Kesinlikle inanıyorumki tüm Ural ve Altay dillerinden sadece Tunguz ve Ob-Ugor dilleri bilinseydi, kimse bunların soy ilişkisini inkar etmeyecekti. Aslında Kuzey Tunguzca ve Uralca pek çok bakımdan birbirlerine Moğolca Tunguzcadan daha yakındır… Moğolca ile Fin-Ugorcaya yakın ilgisi gözüküyor. Türkçe ile arasında temel farklılık vardır.
Macarların atalarıyla Türklerin akrabalığı için sadece şu örnek yeterlidir. Macar tahtına geçen Kral Geza için Doğu Roma’nın başkentiİstanbul’da bir taç yaptırılır. Kral I. Geza’ya Doğu Roma’dan, yani İstanbul’dan gönderilen tacın alt kısmında “Geovitsas pistos krales Toourkia Türklerin sadık kralı Geza” yazıyordu.
KAYNAKÇA:
-Diamond, Jared, Tüfek, Mikrop ve Çelik, TUBİTAK Kasım 2013 Ankara
-Heredot, Histories, İstanbul-2012, T.İş Bankası Yayınları
-Hariri, Yuval Noah, Hayvanlardan Tanrılara Sapiens, Kollektif Kitap, İstanbul-2016
-Karatay, Osman, Türklerin Kökeni, İstanbul-2018, Kripto Kitabevi
-Komnena, Anna, Alexiad, İstanbul-1996, İnkilap Ktabevi
-Meydan, Sinan, Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi, İstanbul-2015, İnkilap Kitabevi
https://www.belgeseltarih.com/emperyalizmin-tarih-anlayisi/
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
17.05.2020 Mezarında bile rahat bırakılmayan Şehzade Cem Sultan
-
09.05.2020 Lodos estiğinde uçaklar Bursa'ya inemezdi
-
09.05.2020 Bursa Basınından Uçan Daire Haberleri
-
18.04.2020 Bursa'nın Dağ Yöresinde Sinema
-
18.04.2020 Bir zamanlar Bursa'da deve güreşi de yapıldı
-
17.04.2020 Kültürpark'taki boa yılanları nasıl öldü?
-
17.04.2020 Bursa'da fil cinayeti! Arşivden yansıyanlar…
-
17.04.2020 Antik Çağlardan Günümüze Gelen Bir Kavim: Sahalar
-
10.04.2020 Yerel Basın Arşivi: Bursa defineleri nerelerde çıktı?
-
05.04.2020 Şeyh Bedrettin Vakası öncesi Rumeli'ne sürülen dini gruplar
-
05.04.2020 Bursa'ya sürgün edilen şeyhülislamlar
-
05.04.2020 Bursa'da medfun mollalar
-
27.02.2020 Pazırık Halısı ve Kurganı
-
27.02.2020 Tirilye Sinemaları
-
27.02.2020 Bursa'da Havayolu Taşımacılığı, Uçak Kazaları ve Anılar
-
27.02.2020 İnegöl'de müderrislik yapan mollalar
-
02.11.2019 Bir Mübadele Öyküsü: Langaza'dan Çeşnigir Köyü'ne
-
20.10.2019 Kızılbaş ayrımı Bursa'da başladı: Kızıl börk-Ak börk ayrılığı
-
20.10.2019 Nostalji… İnegöl Sinemaları…
-
06.08.2019 Kurşunlu sinemaları ve Kurşunlu'da bir gezinti
-
14.07.2019 Osmanlı Devletinin Kuruluşu: Aşiretten mi Yoksa Uç Beyliği mi?
-
10.07.2019 Bursa'da çekilen filmler
-
02.07.2019 Fergana
-
30.05.2019 Philips demek Eindhoven demek
-
29.05.2019 Utrecht'te Runik Yazı
-
28.05.2019 Bir Hollanda gezisi ve Rembrandt
-
28.05.2019 Bu dünyadan Hadi Türkmen geçti
-
28.05.2019 Mustafakemalpaşa'da Çekilen Filmler
-
25.05.2019 Kızılderililer ve Ön Türkler
-
17.05.2019 Osmanlı ve Teşkilatı Mahsusa'nın Müttefiki Küçük Han
-
27.04.2019 Keles Sinemaları (Nostalji)
-
14.04.2019 Memlûkler
-
14.04.2019 Osmanlı tahtına göz diken Giraylar
-
07.04.2019 Semerkand'dan Kastamonu'ya Astronom Şirvani
-
24.03.2019 Fransız tarihçilerin gözünden Osmanlılar'ın Mısır'ı fethi
-
24.03.2019 Bursa Orhangazi Sinemaları
-
16.03.2019 İznik Sinemaları ve Anılar
-
15.03.2019 Yenişehir, Anılar ve Sinemaları
-
13.03.2019 Osmanlı'da Nüfus Sorunu Üzerine
-
13.03.2019 Şeyh Bedrettin (1358/59 – 1416)
-
13.03.2019 93 Harbi (1877-1878) Öncesi Anadolu
-
09.03.2019 Unutturulan Cihangir Osmanlı Padişahı
-
09.03.2019 Halide Edip'in romanı… Mustafa Kemal Paşa ve "Vurun Kahpeye"
-
06.03.2019 Tankut Sözeri – Hayatı… Eserleri…
-
27.01.2019 Bursa Geçit'te Bir Sinema
-
05.01.2019 Padişah II. Mahmut Dönemine Farklı Bir Bakış
-
01.01.2019 Anadolu'dan Semerkand'a, Semerkand'dan Anadolu'ya bilime yolculuk
-
30.12.2018 Runik Yazıyı Okuyan Adam: Kazım Mirşan
-
30.12.2018 Meclis-i Mebusan'da bir oturum ve Ahmet Vefik Paşa
-
19.12.2018 Hüsnü Züber – "Yaşarken mezar taşını yaptıran adam!"
-
14.12.2018 Leon Cahun'a göre Avrupa'da Ön-Türk izleri
-
09.12.2018 Osmanlı'nın son Mekke Şerifi Ali Haydar Paşa, Fahrettin Paşa ve Medine Müdafaası
-
09.12.2018 Anna Komnena zamanında Balkanlarda Türkler
-
25.11.2018 Keles-Taşkent Hattı
-
25.11.2018 Malta Sürgünleri
-
25.11.2018 Malta'ya sürülmeden Samsun'a
-
18.11.2018 Sinema işletmecisi Bahri Akkuşoğlu'nun gözünden Bursa'da sinema dünyası
-
18.11.2018 Katip Çelebi'nin izinden giden Bursalı müellif Mehmet Tahir Efendi
-
18.11.2018 Bursa'da Medfun Sadrazamlar ve Vezirler
-
13.10.2018 Kurtuluş Savaşı ve Demirkapı Köyü
-
13.10.2018 Rydakos Çayı'ndan İskele Mahallesi'ne Kocasu'nun yolculuğu
-
13.10.2018 Güllüce Köyü, Mustafakemalpaşa ve Anılar
-
12.10.2018 Yeniçeriler ve yeniçeri isyanlarına farklı bir bakış
-
25.09.2018 Bursa'da nostaljik bir gezinti
-
25.09.2018 Doğu Anadolu'da Kurulan Şuralar
-
26.08.2018 Batı Anadolu Halkı, İonlar
-
21.08.2018 Bursa'da son ipek filatürcü
-
21.08.2018 İngilizlerle ayrı bir barış antlaşması yapmak istiyordu, ölü bulundu
-
21.08.2018 Güvem Köyü'nden bir mucit
-
21.08.2018 "Herkes Geldi Ama Zuhram Gelmedi"
-
20.08.2018 Meyhane Kültürü – Bursa'da Meyhaneler
-
13.08.2018 Semerkant Rasathaneleri ve Medreseleri
-
24.07.2018 Kor Paşa, Çadır Yıkan Paşa, Bursa'yı Ayağa Kaldıran Paşa
-
24.07.2018 Yıldırım'ın ve Timur'un şairi Ahmedi
-
24.07.2018 TOY – Özbek Düğünü
-
15.07.2018 Bursa'nın Bayram Yeri: Pınarbaşı
-
15.07.2018 Enver Paşa'nın gerçekleşmeyen hayali: Resne'ye dönüş
-
15.07.2018 Tarih Yazımının Değişimi: 19. Yüzyıl
-
08.07.2018 Hemşinlilerin Kökeni… Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı
-
08.07.2018 Kafkas arkeolojisi üzerine
-
08.07.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi'nin Türbesi Nasıl Yapıldı
-
08.07.2018 Türkiye'de Panayır Kültürü
-
08.07.2018 Bursa'da Gizli Nikah ve Sinemacı Bahri Eşiyok'un Gözünden Bursa Sinemaları
-
24.06.2018 Çerkeslerde Düğün-Yemek-Giysi Kültürü
-
24.06.2018 Binek taşları ve Bursa'daki son binek taşı
-
24.06.2018 Cumhuriyet ekonomisi başlarken
-
22.06.2018 Yeni komedi türü: Tarih kitaplarındaki çeviri hataları
-
19.06.2018 İpek Yolu Devletleri ve İpek Savaşları
-
17.06.2018 Kafkasya'dan İspanya'ya, Anadolu'dan Orta Doğu'ya dolmenler
-
17.06.2018 Evliya Çelebi'den günümüze Bursa'nın kıraathaneleri ve kahve kültürü
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Korosu
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Bandosu
-
16.06.2018 Kapalıçarşı yangınından sonra Yorgancılar Çarşısı nasıl açıldı
-
16.06.2018 2. Dünya Savaşı'ndan hüzünlü bir öykü: Kravat
-
16.06.2018 Osmanlı'nın kuruluş yıllarında Bursa'da sağlık
-
08.06.2018 İnegöl'de çekilen filmler
-
05.06.2018 Bizans ve Bursa İpekçiliği
-
05.06.2018 1.Dünya Savaşı'nda Batı Trakya
-
31.05.2018 İnegöl'de nostaljik bir gezinti ve Kent Müzesi
-
31.05.2018 Gemlik'in sinema geçmişine dair anekdotlar
-
23.05.2018 Misi Etnografya Evi
-
23.05.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi ve Kazım Baykal
-
16.05.2018 Bursalı Osmanlı tarihçisi Neşri
-
16.05.2018 Türkiye ve Dünyada Çerkes Diasporası
-
16.05.2018 Bursalı Tahir Bey ve Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey'in gözünden Karagöz ve Hacivat
-
08.05.2018 Kafkasya'dan Anadolu'ya: Zekeriya Efendi
-
08.05.2018 Bursa'dan Tamgalısay'a yolculuk notları
-
15.04.2018 Teşkilat-ı Mahsusa ve Türkistan
-
14.04.2018 Bulgar-Yunan çetelerine karşı… Son Osmanlı akıncıları
-
14.04.2018 Mary A. Walker'ın Bursa anıları ve Karadeniz boyundaki son Oğuz devleti
-
14.04.2018 Bursa'dan Kırım tahtına: İslam Giray Han
-
14.04.2018 Çerkes ve Gürcü köle ticaretinin yasaklanışı (1845-1855)
-
07.04.2018 Anadolu'da ‘Erken' Hurri Kültürü
-
07.04.2018 Ermeni tehciri üzerine
-
06.04.2018 Kuşçubaşı Hacı Selim Sami Bey (1877-1927)
-
05.04.2018 Onlar yaşarken efsaneydiler
-
04.04.2018 Adıgelerde Nart Efsaneleri
-
04.04.2018 Semerkant'tan Anadolu'ya
-
04.04.2018 Nexhaylar'ın kızı
-
04.04.2018 Kıpçak Ermeniler
-
03.04.2018 Vubıhlar / Ubıhlar
-
03.04.2018 Muy Mübarek
-
02.04.2018 18.Yüzyıl sonu Osmanlı-Kafkas ilişkileri ve Ferah Ali Paşa
-
02.04.2018 Yitirdiğimiz Osmanlı Kenti: Bursa
-
02.04.2018 Kurtuluş Savaşı'nda Batı Trakya'da Kuva-yı Milliye
-
30.03.2018 Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti (1917-1920)
-
30.03.2018 Kırım Hanları ve Çerkesler
-
30.03.2018 II. Beyazit döneminde Kafkasya
-
27.03.2018 Üçüncü Batı Trakya İdaresi
-
27.03.2018 Yeşim Taşı
-
27.03.2018 Boğanın boynuzları – Sümerler – "Tarih Türklerle Başlar"
-
26.03.2018 Bursa'da özel radyoculuğun öncülerinden Mehmet Önür-Cemal Elmas
-
26.03.2018 İkinci Batı Trakya Devleti
-
25.03.2018 Ürdün'den Bursa'ya Kafkas tarihçisi Mahmut Bi
-
25.03.2018 İstiklal mahkemelerinde "İzmir Suikasti" davası
-
25.03.2018 Harf Devrimi ve Millet Mektepleri
-
24.03.2018 Anadolu'ya yerleştirilen Kumanlar (Manavlar)
-
25.03.2017 Hükümet-i Muvakkate / Rodop Geçici İdaresi
-
16.03.2017 Harp tarihçilerimiz ve Bursalı Mehmet Nihat Bey (1886-1928)
-
22.05.2016 Denize atılan çiçekler: Kafkas sürgününe anma
-
03.04.2016 Özbekistan… Tarihini koruyamayan kent: Hokant…
-
26.03.2016 Ermeni Tehciri
-
25.03.2015 Eski Zağra Müftüsü'nün gözünden 93 Harbi