solyanreklam
sagreklam
  • 31 Mayıs 2018, Perşembe 3:05
EKREM HAYRİPEKER

EKREM HAYRİ PEKER

Gemlik'in sinema geçmişine dair anekdotlar

Sinema nedir diye sorarsanız cevabım: “AŞK VE TUTKUDUR” olurdu. Bu sözlerin sahibi, MuratÇengeltaş.

Size üç kuşak sinemacılık yapan bir aileyi anlatmak istiyorum. Bu ilginç bir öyküyü başlatan Hürriyet sakinlerinin Pembe ablası, Pembe Çengeltaş ve eşi Hasan Çengeltaş. Bu öyküyü bu çiftin Murat Çengeltaş’tan dinleyelim.

1955 yılında doğdum. Babam inşaat kalfasıydı. O dönem mütahitlerin görevini kalfalar yapardı. Kalfalar, anahtar teslimi ev, işhanı yapıp, teslim ederlerdi. Çakırhamam’daki merdivenli şelaleyi babam yapmıştı. Ayrıca, Uludağ’daki Büyük Otel’i ve Çelikpalas Oteli’nin banyo dairesini babam yapmış. Babam, o dönem fayton sahibiymiş.

Babam Hasan Kalfa’ya bir gün, Hürriyet’te bir sinema yaptırmak isteyen Sami Sarıpınar gelir. Babama balkonsuz kışlık sinema yaptırır. Hasan Kalfa sinemanın bulunduğu yerde oturuyordu.

Babam, 1955 yılında sinemayı yapıp, teslim eder. Ama Sami Bey, Hasan Kalfa’ya kalan borcunu ödeyemez. Babama borcu karşılığı sinemayı beş yıl işletmesini teklif eder. Çengeltaş ailesi o zamanlar çok iş yapan Marmara, Tayyare ve Saray sinemalarını gözönünde tutarak yaptıkları masrafı kısa sürede çıkaracaklarını umarak bu teklifi kabul ederler. Hasan Bey, kalfalık mesleğini bırakarak bu şekilde sinemacılığa başlarlar. Mudanya’da sahibi olduğu taş ocaklarını satan Hasan Kalfa, 40 bin lira verip, Alman malı Zeisskon marka bir film makinesi alırlar. Önden pervaneli bir makineymiş. Sinema üçüncü yıldan itibaren sinema para kazanmaya başlamış.

Evimiz sinemaya bitişikti. Sahnenin arkasından evimize giderdik. 5. Yılda sinema çevrede biliniyordu. Çevre köylerden sinemaya geliyorlardı. Çengeltaşlar, kira süresi bitince sinemayı Sami Bey’e teslim eder. Sami Bey, daha sonra sinemanın yanına yazlık bir sinemada eklemiş.

Babam ve annem ziraat okulunun arkasında 1962 yılında yazlık bir sinema açmışlar ama bir sezon sonra kapamışlar. Annem pembe Çengeltaş, Türkiye’nin ilk kadın futbol kulübü yöneticilerindendi. Hürriyet mahallesindeki gençlere destek olmak için 1960 yılında Altınok Spor Kulübünü kurdu.”

Çengeltaş ailesinin sinema sevdası bu şekilde başlamış. Hürriyet’ten sonra Gazcılar’da, şimdiki Cem Sultan Lisesi’nin olduğu yerde büyük bir yazlık sinema açarlar ve adını Lale Sineması koyarlar. Bu sinema 1500 kişilikmiş. Daha sonra burası Konak Sineması olur.

Pembe Hanım burada birçok filmin galasını yapmış. Murat Çengeltaş, Yılmaz Duru’nun bir bölümü renkli bir filminin galasını hatırlıyor.

“Film değişimlerinde afiş asmak tam bir curcunaydı. Sırtımızda uzun merdivenler afiş asmaya Koğukçınar’a giderdik. Çınarın üzerindeki panolara afişleri asardık. Bu semtte Sunar, yazlık Ümit sineması, küçük bir kışlık sinema olan Bahar Sineması bulunuyordu. Santral Garaj’a yakın bir yerde bir kadının işlettiği Yıldız Sineması vardı. Bu sinemalar bize rakip sinemalardı. Sinema yerini Meryem Hanım’dan kiralamıştık. Beş yıl sonra Bursa’da sinema hayatımızı noktalamak zorunda kaldık. Ailece tanınan, bilinen sinemacı olduk, fakat bir türlü sabit bir sinema salonumuz olmamıştı. Gemlik’te kiralık bir sinema olduğunu duyunca ailem gidip burasını kiraladı ve Gemlik ilçesine taşındık.

1964 yılının kasım ayında Gemlik’te Şirin Sineması’nı işletmeye başladık. Sinema, Gemlik merkezine uzak bir yerdeydi. O yıllarda, Gemlikte üç sinema bulunuyordu ama Gemlik’te nüfus, yedi bin kişiydi. Şirin, Sunar ve Atlas sinemaları bulunuyordu. Atlas ve Sunar sinemalarının yazlık bahçeleri de vardı. Merkeze yakın bir yerde Sunar sineması daha sonra el değiştirdi ve İnci sineması olarak devam etti. O zamanlar Gemlik’in merkezi balık pazarıydı. Bizimde burada yazlık bir sinema açmamız gerekiyordu.Şimdiki Atatürk İlk Okulu’nun bahçesinin olduğu yerde diğer yazlık sinemalardan çok daha büyük, özel masalı ve otoparklı yazlık zevk sinemasını açtık. Sinema 1200 kişilikti. Gemlik sinema tarihinin seyirci rekoru bu sinemada kırıldı. Makine dairesi ve perde arasındaki mesafe 78 metreydi. Perde 16×9 metrelik ebatlarıyla belki de Türkiye’nin en büyük yazlık sinema perdesiydi. Sinemalara çevre köylerden hatta Umurbey’den seyirci gelirdi. Sinemamızın telefonu manyetoluydu numarası 329’du. O yıllarda direk görüşme yoktu, önce santrali arar ve istediğiniz numarayı söylerdiniz. Gemlik’te bu sinemalardan başka Suni İpek Fabrikası’nın sineması vardı.Burada cumartesi–pazar günleri film oynatılırdı, yabancı filmlerin çoğu alt yazılıydı. Çalışanlar fabrika yönetiminin verdiği fişlerle sinema salonuna girerlerdi.

Üzerinde hoparlör olan ve afişlerle süslenmiş bir taksiyle Gemlik sokaklarını ve yakın köyleri dolaşır, hoparlörle filmde oynayan yıldızların adlarını sayardık. Aşk, macera, avantür bu filmde diye anons yapardık.

Bizim sinemamız yabancı film oynatırdı. Rakiplerimiz, İnci ve Atlas sinemaları yerli film oynatıyordu. Yazlık ve kışlık iki sinemamız ama tek makinemiz vardı. Yaz aylarında makineyi söküp, at arabasıyla öbür sinemaya taşırdık. Bazen kayığımızla taşırdık. Balıkçılara hava durumunu sorardık. ‘Yağmur yağacak’ derlerse makineyi hemen kapalı sinemamıza taşıyıp, filmi orada oynatırdık.

“Kumla’da Muhtarın işlettiği yazlık Deniz sineması vardı.Burası birkaç sezon çalıştı. Daha sonra Kumla’ya iki sinema daha açıldı, Yalı ve Site Sinemaları. Yalı Sineması 700-800 kişilikti. Daha sonra birisi diskotek, birisi otopark oldu. Biz bunlara film veriyorduk. 1977 yılında Karacaali köyüne yazlık bir sinema açtık ve bu sinemayı 1987 yılına kadar işlettik.1986 yılında Kumla’da yazlık Yalı Sineması’nın işletmeciliğini aldık, fakat bir sezon çalıştırdık. Yer sahibiyle problem doğunca kapattık.

1982 yılında davet üzerine İnegöl’e gittim. Sinemacı, Niyazi Camadan’dan Yıldız ve Yazlık Marmara Sinemasını kiraladım. İyi işletmeci olduğum için bir sinemayı kiralayınca, rakip Güneş Sineması’nın sahibi de bana gelip, sinemasını kiralamamı istedi. Kemal Anıl’dan Güneş Sineması’nı kiraladım. Yıldız Sineması’nı 1987 yılına, Güneş Sineması’nı 1998 yılına kadar işlettik. Eşkıya filmini burada oynattım. Daha sonra İnegöl’de belediye ait kültür merkezini işlettim.

Seksenlerin başında 15-16 sinemayı işletiyordum. Gemlik’te (Şirin ve Zevk), Karacabey Belediye sineması ve Nazım koru’dan kiraladığım Dilek Sineması), Mustafakemalpaşa’da Beldeşan Sineması (Alaattin Çökel ile birlikte), Bandırma (Rüya), Erdek müzenin karşısındaki yazlık sinema, Marmara ve Avşa adalarında yazlık sinemalar, İnegöl (Yıldız, Güneş ve yazlık Marmara),Orhangazi (Emek ve Atlas sinemaları), Karacaali’de yazlık sinema…

Şirin Sineması’nda erotik filmler oynatıyorduk. Aileler içinde farklı bir sinema açarak yeni bir başlangıç yapmak istiyordum. Fakat ne yaptıysam aileleri Şirin sinemasına döndüremedim. Bunun üzerine sinemasının hemen yanına 30 Aralık 1995 tarihinde 84 kişilik bir cep sineması yapıp, işletmeye açtım. Sonunda düşündüklerim gerçekleşmiş oldu ve aileleri sinemaya döndürdüm. Bu yeni sinemanın adını Tutku Sineması koydum. Sinemaya bağlılığım o denli fazlaydı ki kızımın adını da Tutku koydum. Kızımın adını sinemaya verdim.

Uzun süre iki sinema yan yana çalıştırdım. Bunun sebebi ailelerin zihnine bu iki sinemanın farklı sinemalar olduğunu sokmaktı. Bunu gerçekleştirdikten sonra, 10 Temmuz 1996 tarihinde Şirin Sineması’nı kapattım.

2005 senesinde Tutku Sineması’nın yanına ek bir salon yapınca problem doğdu. Ayrı bir ruhsat istenince burayı kapatıp, 2007 yılında Orhangazi Belediyesi’ne ait Kültür Merkezi’nde bir sinema açtım. Bir yıl sonra yine Orhangazi’de açılan Gölpark AVM’ye geçtim.

***

Atlas Sineması’nın sahibi Şevket Şenözlü’ydü. Sinema 10 Eylül 2012 tarihinde yıkıldı.

Sinemamızda çok sayıda sanatçı gelip program yaparlardı. Sinemayı kiralar, bilet fiyatlarını onlar koyardı. Dönemin ünlü sanatçılarını getirirlerdi. Benim hatırladıklarım: Cem Karaca, Barış Manço, Berkant, “Bayan bacak” Serpil Örümcer, Durul Gence Orkestrası, Vasfi Uçaroğlu orkestrası ve 178 plak ve kasetini sakladığım çok sevdiğim sanatçı Suat Sayın. Sinemalarımızda tiyatro oynamadı, sinemalarımızda hiç gala yapmadık.

Filmleri İstanbul’daki Film şirketlerinden alırduk. Bu durum Bursalı film dağıtıcılarını çok kızdırırdı. Bize film vermelerini önlemeye çalışırlardı. Bursa’da o yıllarda film dağıtımı yapanlar, Ferruh Nayman, Yeni Film-Nazım Konu, Tayyare Sineması’nda ofisi oan Selehattin Bey ve Kız Lisesi’ne çıkan yolda ofisleri bulunan Bursa Sinemacıılık Kollektif Şirketi. Bu şirketin ortakları Bahri Eşiyok, mumin Sekman ve Hakkı Bey’di. Bize film vermek istemezlerdi. Depocusunu kafaya almıştık ellerindeki filmlerden istediğimizi 50 lira verip alırdık.

Eşim Vesile Hanım’la 1965 senesinde daha çocukken sinema sayesinde tanıştım. Evleri sinemanın makine dairesi karşısındaydı. Babamı 26 Eylül 2002’de, annemi 14 Ocak 2003 tarihinde kaybettim. Çok sevdiğim sinema işletmeciliğini, işlettiğim üç salonlu Gemlik Tutku sinemalarını üçüncü kuşak sinema işletmecisi olarak oğlum Hasan Çengeltaş’a devrettim. Sinemanın o parlak yıllarını özlemle anıyorum. Sinema nedir diye sorarsanız cevabım: “AŞK VE TUTKU” dur olur.

https://www.belgeseltarih.com/gemlikin-sinema-gecmisine-dair-anekdotlar/


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık