- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 25 Mart 2018, Pazar 3:03
Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk devrimlerinin en önemlisinin harf devrimi olduğunu düşünüyorum. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde okuma yazma oranı %7 olduğu kayıtlarda yazılıdır. Osmanlının gayrimüslim vatandaşlarında bu oran çok daha yüksekti. Gayrimüslimler arasında okullaşma oranı da çok yüksekti.
Sadece okur-yazar açısından değil, kütüphane açısından da fakirdik.“Makedonya’da Eşkıyalık ve Son Osmanlı Yönetimi ” kitabını yazan Tahsin Uzer,Balkanlarda her şehir, her kasaba ve her köyde kütüphane varken, Müslüman halka yönelik tek kütüphanenin Florina’da olduğunu yazar. İlber Ortaylı,” İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı” kitabının “Laik Hukuk ve Eğitimin Gelişmesi” bölümünde Osmanlı Devleti’ndeki gayri Müslim nüfusun eğitim alanındaki faaliyetlerini, açtığı okulları ve kültürel gelişmesini anlatır.Protestan misyonerlerin okul açma çabaları Balkanlarda bir sonuç vermez ve misyonerler Anadolu ve Suriye’ye yönelirler.Sadece 1863 yılında açılan Robert Kolej başarılı olur. İlk Müslüman öğrenci açılışından 40 yıl sonra mezun olur. Balkan devletlerinin yönetici kadrosu burada yetiştirilir. Anadolu’yu örümcek ağı gibi saran misyoner okullarının bir kısmı savaş yıllarında kalanı da cumhuriyet döneminde kapanır veya kapatılır.
Türk devlet memurlarının çoğu, dönemin yazarlar Latin harflerini biliyorlardı. Harf devrimin temelini de bu teşkil etti. İsmet İnönü, Atatürk’ün kendine bu üç yıl önce fikri açtığını ve karşı çıktığını anılarında belirtir. Daha önce Enver Paşa, alfabenin kolayca öğrenilmesi için düzeltme yapmış, ama “Enveriye” denilen bu alfabe tutulmamıştı.
Azerbaycan’da Şubat 1926 yılında Bakü’de toplanan ve Türkiye’den Tarihçi, Türkolog, Ordinaryüs Profesör (daha sonra dışişleri bakanlığı yaptı) M. Fuat Köprülü’nün katıldığı ilk Türkoloji kongresinde Azerbaycan Latin alfabesine geçme kararı aldı. Bu kararı daha sonra Sovyetler Birliği içindeki Türk Cumhuriyetleri ve özerk Türk cumhuriyetleri de uygulamaya başladı.
Yüzyıllardır Osmanlı Devleti ile diğer Türk halkları arasındaki alfabe birliği bu şekilde sona erdi. Bunum üzerine daha önce Latin alfabesine geçme tartışmaları tekrar gündeme geldi. 1 Kasım 1928 tarihinde TBMM’nde Latin alfabesine geçme kararı oy birliği ile kabul edildi. Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey’in hazırladığı “Millet Mektepleri Talimatnamesi” 11 Kasım 1928’de Bakanlar Kurulu’nda onaylandı ve 7284 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 24 Kasım 1928’de Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla yürürlüğe girdi.
Bu devrim yapmak çok sancılı oldu. Öncesinde İnönü’nün muhalefeti vardır. İnönü, “Hatıralar” adlı kitabında da şunları yazar: “Atatürk, bir iki seneden beri bunu düşünüyordu. Ben önce buna karşı mukavemet ettim.”(İnönü, Hatıralar, s:483, Ankara, 2009, 3. Baskı)
İnönü, anılarında karşı çıkma gerekçesini bu devrimin uygulamasının uzun süreceğini ve başarısız olacağına inandığı için yaptığını söyler. Atatürk’e: “Yapamazsınız, siz yapamayacaksınız. Başkası hiç yapamayacak.” (Age. s:484)
İnönü, ikna olunca 1925 yılında kurulan ve bütçeden ödenek ayrılan “Yeni Yazı Araştırma Kurulu” üç yıl sonra toplanıp, çalışmaya başladı.
Tarihçi ve sonra bir dönem milletvekili olan Ahmet Cevat Emre (1878-1961), Atatürk’ün İsmet İnönü’yle yedi saat tartışarak ikna ettiğini anlatır (Şükrü Galip Erker, Türk Kültür Devrimi ve Karşı Devrim, s.80, Ankara, 1976). Yeni alfabeye Latin Alfabesi adını İnönü vermiştir.
Yönetmeliğe göre daha önce okuma yazma bilsin bilmesin 16-45 yaş arası her Türk vatandaşının kurulacak Millet Mektepleri’nde kurs görmesi zorunlu idi.45 yaş üstünün katılımı gönüllüydü. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, bu okulların Genel Başkanlığını ve “Başöğretmenliği”ni üstlendi.
52 maddeden oluşan yönetmelikte okulların amacı, öğretim, derslere devam şartları, dershaneler için harcanacak paranın sağlanması, propaganda için basının kullanılması, başarılı olanlara verilecek belgeler belirtilmişti.
Yönetmelik, bir yıllık uygulama süresinden sonra değişikliklere uğradı.22 Eylül 1929’da yayınlanan yeni yönetmeliğe göre millet mekteplerinde vatandaşlara okuma-yazma öğretmenin yanı sıra hayat ve maişetlerinin ve vatandaşlık sıfatlarının gerektirdiği ana bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır.
Millet Mekteplerinin resmen açılışı 1 Ocak 1929’da gerçekleşti. O gün, yurtta “Maarif Bayramı” olarak kutlandı. Eski yazı bilenler iki ay, hiç okuma-yazma bilmeyenler dört ay eğitim göreceklerdi.
Eğitim seferberliğinin başladığı ilk yılda 20487 derslik açıldı; 1075500 kişi bu okullara devam etti ve 597010 kişi okuma yazma öğrenerek belge aldı. Bunların yaklaşık 200 bini kadındı.
Okullar doğu Anadolu dâhil bütün ülkeye yayıldı. Okul olmayan köylere yeni harfleri öğretmeleri için kurs hocaları gönderildi.Gaz lambaları ve mum ışığında dersler yapıldı. Sınıflarda dede, nine, oğul ve torun aynı sınıflarda eğitim görüyordu. Bazı fabrikalar çalışanları için kurs açtılar. İpekçi Yüksel Ünal, annesinin kendisine “Atatürk’ün ziyaret ettiği M.Kolsuz Faik İpek fabrikası sahibi ve yöneticilerine okuma-yazma öğretmen için çalışanlarınıza kurs verin” dediğini anlattı.
Dünyadaki ekonomik bunalım nedeniyle yeterli ödenek ayrılamaması sonucu zamanla millet mekteplerinin etkinlikleri azaldı ancak üç yılda 1,5 milyon vatandaş okuryazar hale getirilebildi. 1928-1935 arasında “Millet Mektepleri” adıyla hizmet veren yaygın öğretim kurumları, 1936-1950 arasında “Ulus Okulları” adıyla hizmete devam etti.
Öğrenim 1 Kasım’da başlardı. Haftada üç gün en az altı saat ders yapılırdı ve derslere devam zorunluluğu vardı. Dörder aylık iki program uygulanmaktaydı. Hiç okuma-yazma bilmeyenler A dershanesinde okuma yazma, dilbilgisi, basit matematik işlemleri öğrenirdi. A dershanesini bitirenler,B dershanesine devam edebilirdi. Bu dershanede Hesap ve Ölçüler, Sağlık Bilgisi, Yurt Bilgisi dersleri okutulurdu. Bu dershanede devam zorunlu değildi.
Millet mekteplerinde her eğitim döneminin sonunda sınav uygulanır, kazananlara bitirme belgesi verilirdi. Başarılı olamayanlar ikinci bir kursa devam ederdi. Sınavlarda ilk üçe girenlere Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın imzasını taşıyan birer Anayasa ile halk yayınlarından ücretsiz yararlanma hakkın hediye edilirdi.
Millet mekteplerinde 50.690 öğretmen görev yapmıştı. Resmî veya özel Türk okullarının öğretmenleri, yabancı ve azınlık okullarının Türkçe, tarih, coğrafya öğretmenleri, Millet Mektepleri’nin öğretim kadrosunu oluşturuyordu. Gerekli görüldüğünde orta dereceli okul öğretmenleri öğretmenlik veya müfettişlik ile görevlendirildi.
Gerekli hallerde öğretmen olmayan aydın kişilere de bir yeterlilik kurulu tarafından “Millet Mektebi Öğretmeni” unvanı ve belgesi verildi.Seyyar Millet Mekteplerinde “seyyar öğretmenler” görevlendirildi. Bu öğretmenler görevlendirildikleri yerlere kitap, kâğıt, kalem, tebeşir, portatif kara tahta, siya mat muşamba gibi ihtiyaçları yanlarında götürmekteydi.
İller, millet mektepleri için yer sağlamak, il bütçesinden kaynak ayırmak, öğretim araçlarını ve yayınlarını sağlamak, halkı özendirmekle görevlendirilmişti.
Ülkede, “Sabit”, “Seyyar” (Gezici), “Özel” olmak üzere üç tür Millet Mektebi hizmet vermiştir. Bunlara daha sonra “Köy Yatı Mektepleri” ile “Halk Okuma Odaları” eklenmiştir.
Sabit Millet Mektepleri için eğitimin okul, kahvehane, cami, köy odası gibi yerlerde kuruldu. Gündüz çocuklar, akşam yetişkinler ders görürdü. Nüfusu yoğun yerleşim yerlerinde sabit millet mektepleri açıldı.
Gezici Millet Mektepleri ise okulu olmayan köylerde yalnızca bir dönem için açılırdı. Kış döneminde kasım ayından şubat sonuna kadar çalışmalarını sürdürürdü. Kışın dershane açılmayanlar bölgelere yaz dershaneleri açılmıştır.
Millet Mektepleri, hapishaneler, bankalar gibi bazı devlet kurumları ile büyük çiftlik ve fabrikalarda açılarak çalışanların okuryazar hale getirilmesi amaçlanmıştır.
Bazı bölgelerde yatılı Millet Mektupları açıldı. Amaç, bu dershanelerde okuma-yazma öğrenen çocukların köylerine döndüklerinde diğer çocuklara okuma-yazma öğretmesi idi.
1930’dan itibaren “Halk Okuma Odaları” açıldı. Halka okuma yazmayı sevdirmek, unutmamalarını sağlamak ve pratik bilgiler almalarına yardımcı olmak üzere. 1933 yılında sayısı 778’e ulaştı.
Kurslara katılanların okuryazarlıklarını ve bilgilenmelerini sürdürmek öğrendiklerini unutmamalarını ve pekiştirmelerini sağlamak için “Halk Mecmuası” adlı haftalık ücretsiz dergi yayınlandı. Bu dergi, 11 Şubat 1929’da yayın hayatına başladı.
1936 yılında bu okullardan 2.5 milyon insan mezun oldu. Ülke nüfusunun 17 milyon olduğu düşünüldüğünde uygulamanın çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Millet Mektepleri’nin farklı bir versiyonu askeri birliklerde uygulandı. Âli Mektep adı verilen kurslarda okuma yazma bilmeyen erata okuma yazma eğitimi verildi. Okullaşmanın arttığı yetmişlerin başında bu uygulama sona erdi.
https://www.belgeseltarih.com/harf-devrimi-ve-millet-mektepleri/
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
17.05.2020 Mezarında bile rahat bırakılmayan Şehzade Cem Sultan
-
09.05.2020 Lodos estiğinde uçaklar Bursa'ya inemezdi
-
09.05.2020 Bursa Basınından Uçan Daire Haberleri
-
18.04.2020 Bursa'nın Dağ Yöresinde Sinema
-
18.04.2020 Bir zamanlar Bursa'da deve güreşi de yapıldı
-
17.04.2020 Kültürpark'taki boa yılanları nasıl öldü?
-
17.04.2020 Bursa'da fil cinayeti! Arşivden yansıyanlar…
-
17.04.2020 Antik Çağlardan Günümüze Gelen Bir Kavim: Sahalar
-
10.04.2020 Yerel Basın Arşivi: Bursa defineleri nerelerde çıktı?
-
05.04.2020 Şeyh Bedrettin Vakası öncesi Rumeli'ne sürülen dini gruplar
-
05.04.2020 Bursa'ya sürgün edilen şeyhülislamlar
-
05.04.2020 Bursa'da medfun mollalar
-
27.02.2020 Pazırık Halısı ve Kurganı
-
27.02.2020 Tirilye Sinemaları
-
27.02.2020 Bursa'da Havayolu Taşımacılığı, Uçak Kazaları ve Anılar
-
27.02.2020 İnegöl'de müderrislik yapan mollalar
-
02.11.2019 Bir Mübadele Öyküsü: Langaza'dan Çeşnigir Köyü'ne
-
20.10.2019 Kızılbaş ayrımı Bursa'da başladı: Kızıl börk-Ak börk ayrılığı
-
20.10.2019 Nostalji… İnegöl Sinemaları…
-
06.08.2019 Kurşunlu sinemaları ve Kurşunlu'da bir gezinti
-
14.07.2019 Osmanlı Devletinin Kuruluşu: Aşiretten mi Yoksa Uç Beyliği mi?
-
10.07.2019 Bursa'da çekilen filmler
-
02.07.2019 Fergana
-
30.05.2019 Philips demek Eindhoven demek
-
29.05.2019 Utrecht'te Runik Yazı
-
28.05.2019 Bir Hollanda gezisi ve Rembrandt
-
28.05.2019 Bu dünyadan Hadi Türkmen geçti
-
28.05.2019 Mustafakemalpaşa'da Çekilen Filmler
-
25.05.2019 Kızılderililer ve Ön Türkler
-
17.05.2019 Osmanlı ve Teşkilatı Mahsusa'nın Müttefiki Küçük Han
-
27.04.2019 Keles Sinemaları (Nostalji)
-
14.04.2019 Memlûkler
-
14.04.2019 Osmanlı tahtına göz diken Giraylar
-
07.04.2019 Semerkand'dan Kastamonu'ya Astronom Şirvani
-
24.03.2019 Fransız tarihçilerin gözünden Osmanlılar'ın Mısır'ı fethi
-
24.03.2019 Bursa Orhangazi Sinemaları
-
16.03.2019 İznik Sinemaları ve Anılar
-
15.03.2019 Yenişehir, Anılar ve Sinemaları
-
13.03.2019 Osmanlı'da Nüfus Sorunu Üzerine
-
13.03.2019 Şeyh Bedrettin (1358/59 – 1416)
-
13.03.2019 93 Harbi (1877-1878) Öncesi Anadolu
-
09.03.2019 Unutturulan Cihangir Osmanlı Padişahı
-
09.03.2019 Halide Edip'in romanı… Mustafa Kemal Paşa ve "Vurun Kahpeye"
-
06.03.2019 Tankut Sözeri – Hayatı… Eserleri…
-
27.01.2019 Bursa Geçit'te Bir Sinema
-
05.01.2019 Padişah II. Mahmut Dönemine Farklı Bir Bakış
-
01.01.2019 Anadolu'dan Semerkand'a, Semerkand'dan Anadolu'ya bilime yolculuk
-
30.12.2018 Runik Yazıyı Okuyan Adam: Kazım Mirşan
-
30.12.2018 Meclis-i Mebusan'da bir oturum ve Ahmet Vefik Paşa
-
19.12.2018 Hüsnü Züber – "Yaşarken mezar taşını yaptıran adam!"
-
14.12.2018 Leon Cahun'a göre Avrupa'da Ön-Türk izleri
-
09.12.2018 Osmanlı'nın son Mekke Şerifi Ali Haydar Paşa, Fahrettin Paşa ve Medine Müdafaası
-
09.12.2018 Anna Komnena zamanında Balkanlarda Türkler
-
25.11.2018 Keles-Taşkent Hattı
-
25.11.2018 Malta Sürgünleri
-
25.11.2018 Malta'ya sürülmeden Samsun'a
-
18.11.2018 Sinema işletmecisi Bahri Akkuşoğlu'nun gözünden Bursa'da sinema dünyası
-
18.11.2018 Katip Çelebi'nin izinden giden Bursalı müellif Mehmet Tahir Efendi
-
18.11.2018 Bursa'da Medfun Sadrazamlar ve Vezirler
-
13.10.2018 Kurtuluş Savaşı ve Demirkapı Köyü
-
13.10.2018 Rydakos Çayı'ndan İskele Mahallesi'ne Kocasu'nun yolculuğu
-
13.10.2018 Güllüce Köyü, Mustafakemalpaşa ve Anılar
-
12.10.2018 Yeniçeriler ve yeniçeri isyanlarına farklı bir bakış
-
25.09.2018 Bursa'da nostaljik bir gezinti
-
25.09.2018 Doğu Anadolu'da Kurulan Şuralar
-
25.09.2018 Emperyalizmin Tarih Anlayışı
-
26.08.2018 Batı Anadolu Halkı, İonlar
-
21.08.2018 Bursa'da son ipek filatürcü
-
21.08.2018 İngilizlerle ayrı bir barış antlaşması yapmak istiyordu, ölü bulundu
-
21.08.2018 Güvem Köyü'nden bir mucit
-
21.08.2018 "Herkes Geldi Ama Zuhram Gelmedi"
-
20.08.2018 Meyhane Kültürü – Bursa'da Meyhaneler
-
13.08.2018 Semerkant Rasathaneleri ve Medreseleri
-
24.07.2018 Kor Paşa, Çadır Yıkan Paşa, Bursa'yı Ayağa Kaldıran Paşa
-
24.07.2018 Yıldırım'ın ve Timur'un şairi Ahmedi
-
24.07.2018 TOY – Özbek Düğünü
-
15.07.2018 Bursa'nın Bayram Yeri: Pınarbaşı
-
15.07.2018 Enver Paşa'nın gerçekleşmeyen hayali: Resne'ye dönüş
-
15.07.2018 Tarih Yazımının Değişimi: 19. Yüzyıl
-
08.07.2018 Hemşinlilerin Kökeni… Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı
-
08.07.2018 Kafkas arkeolojisi üzerine
-
08.07.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi'nin Türbesi Nasıl Yapıldı
-
08.07.2018 Türkiye'de Panayır Kültürü
-
08.07.2018 Bursa'da Gizli Nikah ve Sinemacı Bahri Eşiyok'un Gözünden Bursa Sinemaları
-
24.06.2018 Çerkeslerde Düğün-Yemek-Giysi Kültürü
-
24.06.2018 Binek taşları ve Bursa'daki son binek taşı
-
24.06.2018 Cumhuriyet ekonomisi başlarken
-
22.06.2018 Yeni komedi türü: Tarih kitaplarındaki çeviri hataları
-
19.06.2018 İpek Yolu Devletleri ve İpek Savaşları
-
17.06.2018 Kafkasya'dan İspanya'ya, Anadolu'dan Orta Doğu'ya dolmenler
-
17.06.2018 Evliya Çelebi'den günümüze Bursa'nın kıraathaneleri ve kahve kültürü
-
16.06.2018 Osmanlı'nın kuruluş yıllarında Bursa'da sağlık
-
16.06.2018 2. Dünya Savaşı'ndan hüzünlü bir öykü: Kravat
-
16.06.2018 Kapalıçarşı yangınından sonra Yorgancılar Çarşısı nasıl açıldı
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Bandosu
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Korosu
-
08.06.2018 İnegöl'de çekilen filmler
-
05.06.2018 1.Dünya Savaşı'nda Batı Trakya
-
05.06.2018 Bizans ve Bursa İpekçiliği
-
31.05.2018 Gemlik'in sinema geçmişine dair anekdotlar
-
31.05.2018 İnegöl'de nostaljik bir gezinti ve Kent Müzesi
-
23.05.2018 Misi Etnografya Evi
-
23.05.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi ve Kazım Baykal
-
16.05.2018 Bursalı Osmanlı tarihçisi Neşri
-
16.05.2018 Türkiye ve Dünyada Çerkes Diasporası
-
16.05.2018 Bursalı Tahir Bey ve Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey'in gözünden Karagöz ve Hacivat
-
08.05.2018 Bursa'dan Tamgalısay'a yolculuk notları
-
08.05.2018 Kafkasya'dan Anadolu'ya: Zekeriya Efendi
-
15.04.2018 Teşkilat-ı Mahsusa ve Türkistan
-
14.04.2018 Bulgar-Yunan çetelerine karşı… Son Osmanlı akıncıları
-
14.04.2018 Mary A. Walker'ın Bursa anıları ve Karadeniz boyundaki son Oğuz devleti
-
14.04.2018 Bursa'dan Kırım tahtına: İslam Giray Han
-
14.04.2018 Çerkes ve Gürcü köle ticaretinin yasaklanışı (1845-1855)
-
07.04.2018 Ermeni tehciri üzerine
-
07.04.2018 Anadolu'da ‘Erken' Hurri Kültürü
-
06.04.2018 Kuşçubaşı Hacı Selim Sami Bey (1877-1927)
-
05.04.2018 Onlar yaşarken efsaneydiler
-
04.04.2018 Kıpçak Ermeniler
-
04.04.2018 Nexhaylar'ın kızı
-
04.04.2018 Semerkant'tan Anadolu'ya
-
04.04.2018 Adıgelerde Nart Efsaneleri
-
03.04.2018 Vubıhlar / Ubıhlar
-
03.04.2018 Muy Mübarek
-
02.04.2018 Kurtuluş Savaşı'nda Batı Trakya'da Kuva-yı Milliye
-
02.04.2018 Yitirdiğimiz Osmanlı Kenti: Bursa
-
02.04.2018 18.Yüzyıl sonu Osmanlı-Kafkas ilişkileri ve Ferah Ali Paşa
-
30.03.2018 II. Beyazit döneminde Kafkasya
-
30.03.2018 Kırım Hanları ve Çerkesler
-
30.03.2018 Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti (1917-1920)
-
27.03.2018 Boğanın boynuzları – Sümerler – "Tarih Türklerle Başlar"
-
27.03.2018 Yeşim Taşı
-
27.03.2018 Üçüncü Batı Trakya İdaresi
-
26.03.2018 Bursa'da özel radyoculuğun öncülerinden Mehmet Önür-Cemal Elmas
-
26.03.2018 İkinci Batı Trakya Devleti
-
25.03.2018 Ürdün'den Bursa'ya Kafkas tarihçisi Mahmut Bi
-
25.03.2018 İstiklal mahkemelerinde "İzmir Suikasti" davası
-
24.03.2018 Anadolu'ya yerleştirilen Kumanlar (Manavlar)
-
25.03.2017 Hükümet-i Muvakkate / Rodop Geçici İdaresi
-
16.03.2017 Harp tarihçilerimiz ve Bursalı Mehmet Nihat Bey (1886-1928)
-
22.05.2016 Denize atılan çiçekler: Kafkas sürgününe anma
-
03.04.2016 Özbekistan… Tarihini koruyamayan kent: Hokant…
-
26.03.2016 Ermeni Tehciri
-
25.03.2015 Eski Zağra Müftüsü'nün gözünden 93 Harbi