- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 16 Haziran 2018, Cumartesi 3:06
EKREM HAYRİ PEKER
Kapalıçarşı yangınından sonra Yorgancılar Çarşısı nasıl açıldı1958 yılının bir Ağustos günü Kapalıçarşı’da Cavit Cemreli’nin ciltçi dükkânında bir yangın başladı. Yangın kısa sürede çok büyüdü. Yangının bu kadar hızla yayılmasının sebebi 1855 depreminden sonra kapalıçarşının yıkılan bazı bölümlerinin ahşap olarak yapılmasıydı.
Bu konu yeterince yazıldı. Ben Kapalıçarşı’nın yangından sonra yapılıp tekrar açıldığı döneme kadar yorgancılar çarşısının öyküsünü anlatmak istiyorum. Bunun için Kapalıçarşı’nın duayenlerinden İsmail Konci’yle buldum ve ondan yangın sonrası ne yaptıklarını öğrendim. İsmail Konci’den yangın sonrasını dinleyelim.
“Yangından önce Geyve Han’da ot yastıktan sedir minderleri yapıyordum. Bu işin ustasıyım, otlardan yaptığımız minderler / kırlentler çok tutuluyordu. Yanımda yedi kişi çalışıyordu.
Yangın 3 -4 gün sürdü. Her yer harabeye döndü, ama çalışmak lazım, hayat sürüyor. Geyve Han harabe. Benim dükkân gitmiş. Kapalıçarşı’da yangının büyümesine ve etkili olmasına bir kısım dükkânların ahşap olması yol açmıştı.
1855 Nisanındaki deprem ve çıkan yangında Camiler, Hanlar ve Kapalıçarşı hasar görmüştü. Depremden sonraki yıllarda Bursa’ya gelen seyyahlar çarşının ayağa kaldırıldığından bahsederler. Gezi notlarında deprem sonrası yapılan bu yapıların ahşap olduğunu yazarlar. Bugün Bakırcılar Çarşısı olan bölüm ahşaptı.
Yangından sonra Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Ana Muhalefet Lideri İsmet İnönü hemen Bursa’ya gelip, yangın yerinde incelemelerde bulundular. Başbakanın talimatıyla Kızılay yangından zarar gören esnafa cüzi bir yardım da bulundu.
Kiralık dükkânımın olduğu Geyve Han’ın bugün açık olan kapısı deprem sonrası kapatılmış, araya bir dükkân yapılmıştı. Burada kiradaydım. Birşeyler yapmam gerekiyordu. Hemen Geyve Hanın girişindeki dükkanın sahibine gittim. Bana dükkanı kiralar mısın dedim. Adam şaşırdı, ortada ne han var, ne dükkan. Neyse dükkanı kiraladım, kepenk yok. Kırlentten bir perde yaptım, dükkânın kepengi oldu.
Beni gören esnaf dükkânını temizleyip, geldi. Birer perde asarak işe devam ettik. 1960 yılına kadar böyle devam ettik. İşimizi yoluna koyduk, müşterilerimize hizmet vermeye devam ettik.
Derken 1960 yılında belediye Kapalıçarşı’yı ayaklandırmak için bir proje hazırladı. Ankara projeyi onayladıktan sonra inşaata başlamak için hazırlık yaptı ve bizim gibi çalışan esnaftan dükkanları boşaltmamızı istedi. Bu arada belediye Orhan Boğazı’nda dükkânlar yapıp, Kapalıçarşı esnafına dağıttı. Zafer meydanından Altıparmak’a gidiş istikametinde sıra dükanlar yaptı. Kuyumcular Mahfel’in karşısında yeniden yapılan binaya taşındılar.
Dükkânı boşaltınca ne yaparım diye düşündüm. Almanya’ya gitmeye karar verdim. Babam karşı çıktı. Burada kal ve mesleğin olan yorgancılığa devam et dedi.
Ne yapacağım diye düşündüm. Cumhuriyet Caddesi o zamanlar Arnavut kaldırım olan bir sokaktı. Cadde üzerinde İnci sineması bulunuyordu. Yangında burası da iyice harap olmuştu. Sahibi olan Faruk Bey’e gittim, kendisine “Yorgancılar adına geldim, burayı kiralamak istiyorum” dedim. ” Burada 13 dükkân yapacağız ve Kapalıçarşı devreye girene kadar müşterilerimize hizmet vereceğiz”. Burayı kiralayıp, 13 baraka yaptım. L tipindeydi. Girişi tekti. Barakalar için kura çektik, bana ikinci dükkân düştü. Kapalıçarşı açılana kadar (Ekim 1963) üç yıl burada ticaret yaptım. Şimdi yerinde halı mağazası bulunuyor.
OT MİNDERLER
Koltuk, kanepe, sandalye gibi eşyalar hayatımıza çok sonra girdi. İmalatı az olduğu için çok pahalıydılar. Ayrıca halkın alım gücü çok düşüktü. Yaşam kendi çözümünü üretiyor, ot minderler bunların yerine kullanılıyordu.
Eşek tabir edilen ve tahtadan yapılan çatmaların üzerine tahtalar konulurdu. Bu tahtaların üzerine kilim veya keçe konulur, onların üzerine de minder ve koyun postları konulurdu. Duvar kısmına da içi ot dolu kırtlentler konulurdu. İşte sana bir sedir.
Şu an kullandığımız bazaları aklınıza getirin. Bazanın üstünü tahta olarak düşünün.Bu tahtanın üzerine ot minderlerden bir yatak konulurdu. Sert olduğu için de üzerine tercihan yünden yatak ve yorgan konulurdu. Oldu sana yatak takımı. Tabi bu yataklar 140-150-160 cm. gibi farklı enlerde olurdu. Karyolaların başı pirinçten yapılır ve desenli olurdu. Pamuk yorgan ve yataklar sonraki yıllarda yaygınlaştı.
Ot deyip, geçmeyelim, bu iş için pirinç sapı ve Çayır Otu denilen bir ot kullanırdık. Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Bandırma yörelerinde yetişen bu otu üreticiler balyalar, önceleri at arabalarıyla, daha sonra kamyon sayısı artınca kamyonla gönderirlerdi. Telefonla sipariş verirdik. Otlar 125 cm. uzunlukta baylanırdı. Balyalar 50-60 kilo olurdu.
Daha önce sadece ot minder imal edip, toptan satanlara veriyordum. Yorgancılar Çarşısı’nda dükkân açınca kendim satmaya başladım. Müşteriler yaptıklarımdan seçtikleri gibi dükkânımdaki kumaş çeşitlerden istediklerini seçerlerdi, bizde o kumaşları kaplardık.
Ustalaşınca her mindere ne kadar ot gideceğini bilirdiniz. Sonra bu otları önceden hazırladığınız keten minderlere doldurursunuz. Sonra bunları ezersiniz. Olduğu zaman kenarlarından 2-3 santim dikersiniz buna çıta veya fitil denilir.
Kapalıçarşı’nın Yorgancılar Çarşısı’nda1963’de ilk dükkânımı açınca yorgancılığa başladım. Dükkânımda yatak-yorgan, yastık, ot minder ve yatak altlığından başka ev için ne gerekliyse halı, kilim, battaniye, karyola başı gibi ev eşyaların da dükkânımda satmaya başladım. Sattığım eşyaların kaliteli olması konusunda titizlik gösterdim ve bu güne kadar titizliğimi sürdürdüm. Atölyeyi Tayakadın Mahallesi’ndeki evimizin bahçesine taşıdım.
***
1963’de Kapalıçarşı açılınca boşta kaldım. Çünkü ben kiracıydım. Daha önce Geyve Handaki dükkânıma sahibi taşındı. Kapalıçarşı açıldı. Birçok dükkan küçüldü. Mobilyacılar Çarşısı ve Gelincik Çarşısı da çok dardı, genişletildi. Bu arada bazı dükkanlar ortadan kalktı. Nice değerli ustala, dükkânları ellerinden gittiği için zora düşüp, Almanya’ya işçi olarak yazıldılar.
Babam Almanya’ya işçi olarak gitmeme izin vermeyince kendime kiralık dükkân aradım.
Kapalıçarşı’da kiralık bir dükkân aramaya başladım. Yorgancılar Çarşısı girişinde bir dükkan buldum, satılık veya kiralık diyordu. Sahibi bir kadındı, eşiyle beraber bugünkü Karamürsel mağazasının arkasındaki apartmanda oturuyorlardı.
Dükkan sahibinin eşi yer için 80 bin lira para istedi. Oysa o büyüklükteki bir dükkanın değeri 30 – 35 bin liraydı. Beraber geldiğimiz esnaf büyüğüm çarşı esnafından Mehmet (Ayhan) Abi’ye “Kalkalım, bu fiyata birşey yapamam” dedim. Çıkmaya hazırlanırken eşi(Saniye Kadı Çelebi) bana; “Sen kimin oğlusun, Rıza Efendi’nin oğlu musun?” diye sordu. Babam Bursa Emniyet Teşkilatında görevliydi. Kadının bizim oturduğumuz yerde bir bahçesi varmış. Kadın o zaman kiracı oturun dedi. 40 – 50 TL ister derken 150 Lira istedi. Mecburen kabul ettim ve hızla işe başladım.
Birkaç sene sonra kadının Tayakadındaki bahçesine/arsasına talip çıkmış. Benden yardım istedi, araştırdım, yer parselleniyormuş. Parsellettim ve ilk teklif edilenden üç katı fiyata satılmasını sağladım.
1967 Kasımında yan taraftaki dükkânı, 1993 yılında karşıdaki iki katlı yeri satın aldım.
30 yıl Kapalıçarşıdaki Yorgancılar Derneği başkanlığı yaptım. Ekrem Barışık’ın Kapalıçarşıya çok faydası oldu. Kablolar toplandı, görüntü güzelleşti. Kapalıçarşının kapıları yoktu. Her taraf, her sokak açıktı. Güvenliği o dönem emniyete bağlı gece bekçileri sağlıyordu. Kapılar yaptırdık ve belli saatlerde kapılar kapatılmaya başladı. İlk zamanlarda şikayet edenler olduysada onlar da zamanla alıştılar.
Çabalarımızla Borsa binası ve 1940’lı yıllarda yapılan ve son dönemde Sağlık Ocağı olan binalar yıkıldı. Meydan açıldı, Koza Han’ın o muhteşem kapıları gözüktü. Geyve Han’ın meydana açılan kapısı 1855 depreminden sonra yapılan tamiratla kapatılmıştı, açılmasını sağladık.
1940’lı yıllarda Hanın alt kısmına Ziraat Müdürlüğü binası yapılmıştı. Yangından zarar gören Borsa binası üzerine iki kat çıkıldı. Çok şükür ileriki yıllarda bu binaların yıkılmasını sağladım. Geyve Han’ın önü açıldı. Küçük bir meydan oluşturuldu
Uzun yıllar Sayın Kazım Baykal’ın kurduğu Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumunda görev yaptım. O dönem belediyelerin bu konularda bütçesi ve gayreti yoktu. Beraberce Bursa’da çok sayıda tarihi eseri ayağa kaldırdık.
Bursa yoğun göçle boğuldu, kültürel yapı değişti. Esnafların yapısı da değişti. O saygı – sevgi, dayanışma kalmadı. Biz de unutulduk, Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu da”.
Kısmen hüzünlü bir öykü bütün bu yaşananlar. Her geçen kentin hafızaları toprağın altına giriyor. Öykülerini de, gördüklerini de yanlarında götürüyorlar. Oluşturulacak kent bellekleri bu ve benzer öyküleri kaydetmeli.
https://www.belgeseltarih.com/kapalicarsi-yanginindan-sonra-yorgancilar-carsisi-nasil-acildi/
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
17.05.2020 Mezarında bile rahat bırakılmayan Şehzade Cem Sultan
-
09.05.2020 Lodos estiğinde uçaklar Bursa'ya inemezdi
-
09.05.2020 Bursa Basınından Uçan Daire Haberleri
-
18.04.2020 Bursa'nın Dağ Yöresinde Sinema
-
18.04.2020 Bir zamanlar Bursa'da deve güreşi de yapıldı
-
17.04.2020 Kültürpark'taki boa yılanları nasıl öldü?
-
17.04.2020 Bursa'da fil cinayeti! Arşivden yansıyanlar…
-
17.04.2020 Antik Çağlardan Günümüze Gelen Bir Kavim: Sahalar
-
10.04.2020 Yerel Basın Arşivi: Bursa defineleri nerelerde çıktı?
-
05.04.2020 Şeyh Bedrettin Vakası öncesi Rumeli'ne sürülen dini gruplar
-
05.04.2020 Bursa'ya sürgün edilen şeyhülislamlar
-
05.04.2020 Bursa'da medfun mollalar
-
27.02.2020 Pazırık Halısı ve Kurganı
-
27.02.2020 Tirilye Sinemaları
-
27.02.2020 Bursa'da Havayolu Taşımacılığı, Uçak Kazaları ve Anılar
-
27.02.2020 İnegöl'de müderrislik yapan mollalar
-
02.11.2019 Bir Mübadele Öyküsü: Langaza'dan Çeşnigir Köyü'ne
-
20.10.2019 Kızılbaş ayrımı Bursa'da başladı: Kızıl börk-Ak börk ayrılığı
-
20.10.2019 Nostalji… İnegöl Sinemaları…
-
06.08.2019 Kurşunlu sinemaları ve Kurşunlu'da bir gezinti
-
14.07.2019 Osmanlı Devletinin Kuruluşu: Aşiretten mi Yoksa Uç Beyliği mi?
-
10.07.2019 Bursa'da çekilen filmler
-
02.07.2019 Fergana
-
30.05.2019 Philips demek Eindhoven demek
-
29.05.2019 Utrecht'te Runik Yazı
-
28.05.2019 Bir Hollanda gezisi ve Rembrandt
-
28.05.2019 Bu dünyadan Hadi Türkmen geçti
-
28.05.2019 Mustafakemalpaşa'da Çekilen Filmler
-
25.05.2019 Kızılderililer ve Ön Türkler
-
17.05.2019 Osmanlı ve Teşkilatı Mahsusa'nın Müttefiki Küçük Han
-
27.04.2019 Keles Sinemaları (Nostalji)
-
14.04.2019 Memlûkler
-
14.04.2019 Osmanlı tahtına göz diken Giraylar
-
07.04.2019 Semerkand'dan Kastamonu'ya Astronom Şirvani
-
24.03.2019 Fransız tarihçilerin gözünden Osmanlılar'ın Mısır'ı fethi
-
24.03.2019 Bursa Orhangazi Sinemaları
-
16.03.2019 İznik Sinemaları ve Anılar
-
15.03.2019 Yenişehir, Anılar ve Sinemaları
-
13.03.2019 Osmanlı'da Nüfus Sorunu Üzerine
-
13.03.2019 Şeyh Bedrettin (1358/59 – 1416)
-
13.03.2019 93 Harbi (1877-1878) Öncesi Anadolu
-
09.03.2019 Unutturulan Cihangir Osmanlı Padişahı
-
09.03.2019 Halide Edip'in romanı… Mustafa Kemal Paşa ve "Vurun Kahpeye"
-
06.03.2019 Tankut Sözeri – Hayatı… Eserleri…
-
27.01.2019 Bursa Geçit'te Bir Sinema
-
05.01.2019 Padişah II. Mahmut Dönemine Farklı Bir Bakış
-
01.01.2019 Anadolu'dan Semerkand'a, Semerkand'dan Anadolu'ya bilime yolculuk
-
30.12.2018 Runik Yazıyı Okuyan Adam: Kazım Mirşan
-
30.12.2018 Meclis-i Mebusan'da bir oturum ve Ahmet Vefik Paşa
-
19.12.2018 Hüsnü Züber – "Yaşarken mezar taşını yaptıran adam!"
-
14.12.2018 Leon Cahun'a göre Avrupa'da Ön-Türk izleri
-
09.12.2018 Osmanlı'nın son Mekke Şerifi Ali Haydar Paşa, Fahrettin Paşa ve Medine Müdafaası
-
09.12.2018 Anna Komnena zamanında Balkanlarda Türkler
-
25.11.2018 Keles-Taşkent Hattı
-
25.11.2018 Malta Sürgünleri
-
25.11.2018 Malta'ya sürülmeden Samsun'a
-
18.11.2018 Sinema işletmecisi Bahri Akkuşoğlu'nun gözünden Bursa'da sinema dünyası
-
18.11.2018 Katip Çelebi'nin izinden giden Bursalı müellif Mehmet Tahir Efendi
-
18.11.2018 Bursa'da Medfun Sadrazamlar ve Vezirler
-
13.10.2018 Kurtuluş Savaşı ve Demirkapı Köyü
-
13.10.2018 Rydakos Çayı'ndan İskele Mahallesi'ne Kocasu'nun yolculuğu
-
13.10.2018 Güllüce Köyü, Mustafakemalpaşa ve Anılar
-
12.10.2018 Yeniçeriler ve yeniçeri isyanlarına farklı bir bakış
-
25.09.2018 Bursa'da nostaljik bir gezinti
-
25.09.2018 Doğu Anadolu'da Kurulan Şuralar
-
25.09.2018 Emperyalizmin Tarih Anlayışı
-
26.08.2018 Batı Anadolu Halkı, İonlar
-
21.08.2018 Bursa'da son ipek filatürcü
-
21.08.2018 İngilizlerle ayrı bir barış antlaşması yapmak istiyordu, ölü bulundu
-
21.08.2018 Güvem Köyü'nden bir mucit
-
21.08.2018 "Herkes Geldi Ama Zuhram Gelmedi"
-
20.08.2018 Meyhane Kültürü – Bursa'da Meyhaneler
-
13.08.2018 Semerkant Rasathaneleri ve Medreseleri
-
24.07.2018 Kor Paşa, Çadır Yıkan Paşa, Bursa'yı Ayağa Kaldıran Paşa
-
24.07.2018 Yıldırım'ın ve Timur'un şairi Ahmedi
-
24.07.2018 TOY – Özbek Düğünü
-
15.07.2018 Bursa'nın Bayram Yeri: Pınarbaşı
-
15.07.2018 Enver Paşa'nın gerçekleşmeyen hayali: Resne'ye dönüş
-
15.07.2018 Tarih Yazımının Değişimi: 19. Yüzyıl
-
08.07.2018 Hemşinlilerin Kökeni… Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı
-
08.07.2018 Kafkas arkeolojisi üzerine
-
08.07.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi'nin Türbesi Nasıl Yapıldı
-
08.07.2018 Türkiye'de Panayır Kültürü
-
08.07.2018 Bursa'da Gizli Nikah ve Sinemacı Bahri Eşiyok'un Gözünden Bursa Sinemaları
-
24.06.2018 Çerkeslerde Düğün-Yemek-Giysi Kültürü
-
24.06.2018 Binek taşları ve Bursa'daki son binek taşı
-
24.06.2018 Cumhuriyet ekonomisi başlarken
-
22.06.2018 Yeni komedi türü: Tarih kitaplarındaki çeviri hataları
-
19.06.2018 İpek Yolu Devletleri ve İpek Savaşları
-
17.06.2018 Kafkasya'dan İspanya'ya, Anadolu'dan Orta Doğu'ya dolmenler
-
17.06.2018 Evliya Çelebi'den günümüze Bursa'nın kıraathaneleri ve kahve kültürü
-
16.06.2018 Osmanlı'nın kuruluş yıllarında Bursa'da sağlık
-
16.06.2018 2. Dünya Savaşı'ndan hüzünlü bir öykü: Kravat
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Bandosu
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Korosu
-
08.06.2018 İnegöl'de çekilen filmler
-
05.06.2018 Bizans ve Bursa İpekçiliği
-
05.06.2018 1.Dünya Savaşı'nda Batı Trakya
-
31.05.2018 İnegöl'de nostaljik bir gezinti ve Kent Müzesi
-
31.05.2018 Gemlik'in sinema geçmişine dair anekdotlar
-
23.05.2018 Misi Etnografya Evi
-
23.05.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi ve Kazım Baykal
-
16.05.2018 Bursalı Osmanlı tarihçisi Neşri
-
16.05.2018 Türkiye ve Dünyada Çerkes Diasporası
-
16.05.2018 Bursalı Tahir Bey ve Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey'in gözünden Karagöz ve Hacivat
-
08.05.2018 Kafkasya'dan Anadolu'ya: Zekeriya Efendi
-
08.05.2018 Bursa'dan Tamgalısay'a yolculuk notları
-
15.04.2018 Teşkilat-ı Mahsusa ve Türkistan
-
14.04.2018 Bulgar-Yunan çetelerine karşı… Son Osmanlı akıncıları
-
14.04.2018 Mary A. Walker'ın Bursa anıları ve Karadeniz boyundaki son Oğuz devleti
-
14.04.2018 Bursa'dan Kırım tahtına: İslam Giray Han
-
14.04.2018 Çerkes ve Gürcü köle ticaretinin yasaklanışı (1845-1855)
-
07.04.2018 Anadolu'da ‘Erken' Hurri Kültürü
-
07.04.2018 Ermeni tehciri üzerine
-
06.04.2018 Kuşçubaşı Hacı Selim Sami Bey (1877-1927)
-
05.04.2018 Onlar yaşarken efsaneydiler
-
04.04.2018 Adıgelerde Nart Efsaneleri
-
04.04.2018 Semerkant'tan Anadolu'ya
-
04.04.2018 Nexhaylar'ın kızı
-
04.04.2018 Kıpçak Ermeniler
-
03.04.2018 Vubıhlar / Ubıhlar
-
03.04.2018 Muy Mübarek
-
02.04.2018 18.Yüzyıl sonu Osmanlı-Kafkas ilişkileri ve Ferah Ali Paşa
-
02.04.2018 Yitirdiğimiz Osmanlı Kenti: Bursa
-
02.04.2018 Kurtuluş Savaşı'nda Batı Trakya'da Kuva-yı Milliye
-
30.03.2018 Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti (1917-1920)
-
30.03.2018 Kırım Hanları ve Çerkesler
-
30.03.2018 II. Beyazit döneminde Kafkasya
-
27.03.2018 Üçüncü Batı Trakya İdaresi
-
27.03.2018 Yeşim Taşı
-
27.03.2018 Boğanın boynuzları – Sümerler – "Tarih Türklerle Başlar"
-
26.03.2018 Bursa'da özel radyoculuğun öncülerinden Mehmet Önür-Cemal Elmas
-
26.03.2018 İkinci Batı Trakya Devleti
-
25.03.2018 Ürdün'den Bursa'ya Kafkas tarihçisi Mahmut Bi
-
25.03.2018 İstiklal mahkemelerinde "İzmir Suikasti" davası
-
25.03.2018 Harf Devrimi ve Millet Mektepleri
-
24.03.2018 Anadolu'ya yerleştirilen Kumanlar (Manavlar)
-
25.03.2017 Hükümet-i Muvakkate / Rodop Geçici İdaresi
-
16.03.2017 Harp tarihçilerimiz ve Bursalı Mehmet Nihat Bey (1886-1928)
-
22.05.2016 Denize atılan çiçekler: Kafkas sürgününe anma
-
03.04.2016 Özbekistan… Tarihini koruyamayan kent: Hokant…
-
26.03.2016 Ermeni Tehciri
-
25.03.2015 Eski Zağra Müftüsü'nün gözünden 93 Harbi