solyanreklam
sagreklam
  • 29 Mayıs 2019, Çarşamba 3:05
EKREM HAYRİPEKER

EKREM HAYRİ PEKER

Utrecht'te Runik Yazı

Başlığı görünce şaşırdınız, doğrusu görünce ben de şaşırdım.

“Utrecht, Hollanda’nın Utrecht eyaletininmerkezidir. Nüfusu 350 bin kişidir ve Hollanda’nın dördüncü büyük kentidir.

Utrecht’in merkezinde Orta Çağ’dan kalma birçok bina vardır. Şehir, 8. yüzyıldan beri Hollanda’nın dinsel merkezlerinden biridir. Katolik Kilisesi’nin Hollanda’daki en yüksek temsili Utrecht Katolik Bașpiskoposu’dur.Hollanda Protestan Kilisesi’nin yönetim binaları da Utrecht’te bulunmaktadır. Hollanda’nın Altın Çağı’na kadar ülkenin en önemli şehri olmuştur. Daha sonra bu konumu Amsterdam’a bırakmıştır.

Kent, 1636’da kurulmuş olan ve Hollanda’da en eski yüksek eğitim kurumlarından biri olan Utrecht Üniversitesi’ni bünyesinde barındırmaktadır. İstatistiklerine göre Utrecht, Amsterdam’dan sonra Hollanda’da kültürel etkinlik sayısının en yüksek olduğu şehirdir.”

Ansiklopediklerde bunları ve benzerlerini okuruz. Oysa eski kanal boyundaki evler, dükkânlar, kalabalıklar, küçük ve şirin kafeler, dar sokaklar… Küçük medyalarda eğlenceli gösteri yapan amatör gruplar…Size günlerinizi burada geçirme isteğini verir.

İLİŞKİLİ YAZI
Philips demek Eindhoven demek

Utrecht’e kardeşini görmeğe giden kızım da kenti anlata anlata bitirememiş; sonraki ziyaretlerinde de bu kente gitmişti. Her seferinde eski kilisenin yanındaki kafedelerden birine mutlaka oturduğunu söyledi.

Utrecht, oğlumun MBA masterını yaptığı Nyenrode Üniversitesi’ne yakın bir kent.Hollanda ziyaretimde Utrecht’i veNyenrode Üniversitesi’nde bulunan Kasteel Nyendore şatosunu görmek istiyordum.

Eindhoven’dan trenle Utrecht’e geldik. Tarihi kent merkezine yürüyerek geldik. Kendimizi kısa bir süre sonra eski kanalın yanında bulduk. Kanalın etrafı Amsterdam’da olduğu gibi tarihi binalarla doluydu. Binaların üzerinde yapım tarihleri yazılıydı. 400-500 yıllık binalar günümüze kadar gelmiş ve kullanılıyordu. Bu kanallarda normal kanallardan farklı ek olarak, kanal kenarındaki binaların altından kanal kenarına kadar uzanan orta çağda yapılış depolara sahip olmasıydı. Eskiden su ticaretini kolaylaştırmak için yapılmış olan bu tarihi depoların çoğu bugün restaurant, cafe ve sanat galerisi olarak kullanılmakta.

Kanal etrafındaki eski depoları kullanan cafeler. Birisinde oturup bir bira içtim.

Kanalın içinde irili ufaklı gezi tekneler i dolaşıyordu. Kanalın üzerindeki küçük köprüler üzerinden tekneleri seyretmek çok hoştu. Köprünün trafiği de çok yoğundu. Köprüye gelmeden önce küçük bir meydan vardı. Meydanda çeşitli gruplar gösteri yapıyor, hem kendileri hem de kendileri eğleniyordu.

Bir klasik müzik topluluğunun gelip aletlerini kurması ve açık havada konser vermesi çok güzeldi. Çaldıkları parçaları daha ziyade benim gibi gezginlerden oluşan ziyaretçiler beğeniyle izlediler.

Köprüden geçip kulesi gözüken tarihi kiliseye gittik. 1200’lerde yapılmış devasa yapı daha sonra bir fırtına sebebiyle hasar görmüş ve bugünkü mevcutkilise ile kule arasında kalan kısım yıkılmış ve uzun süre enkaz olarak kaldırılmayı beklemiş. Kilise biraz küçülmüş olsa da haşmetinden bir şey kaybetmemiş. Bugün kilisenin etrafındaki meydanda gezerken hala yıkılan kısmın izlerini görmek mümkün.

Beni en çok şaşırtan şey, kilisenin yanındaki Runik yazılı taş oldu. Evet, daha önce yıkılmış kilisenin alanına ait olan bölüme bir Runik yazılı taş konulmuş. Şaşırdım, Runik yazı kültürü bildiğim kadarıyla Hollanda’ya ulaşmamıştı.

Yazıtın yanına gittim; inceledim ve değişik açılardan resmini çektim. Taşın hemen üzerinde bir kitabe vardı. Kitabede taşın üzerindeki yazı yazılıydı.

Taş 980 yılına ait. 1936 yılında Danimarka Devleti Utrecht’te hediye etmiş. Runik yazı, Ön Türkler tarafından bulunan, kullanılan ve İskitler, Hunlar tarafından Avrupa’ya yayılmış bir yazıydı. Daha sonra Bu yazının farklı çeşitleri İskandinav ülkeleri ve Macarlar tarafından kullanıldı. Daha sonra bu ülkelerde yaşayanlar Hrıstiyan olunca kilise bu yazıya savaş açtı ve bu yazının olduğu materyaller yok edildiler. Taşın üzerinde çok ilginç motifler bulunuyordu.

Kilisenin hemen yanında küçük bir bahçe bulunuyordu. Çiçeklerle dolu bu parktaki bankta dinlendik. “Parkın sahibi benim” edasıyla dolaşansarmana bir selam sarkıttım. Bana tekir kedim Uğuru hatırlatmıştı.

Kilisenin yanındaki dar sokağa girdik. Kızımın bahsettiği kafede oturup bir şeyler yedik ve gezimizi bugünlük tamamlayarak Eindhoven’e döndük.

Foto Galeri

https://www.belgeseltarih.com/utrechtte-runik-yazi/


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık