- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 Nisan 2020, Cuma 3:04
- Hakimiyet Milletindir gazetesi yazıda Hakimiyet olarak kullanılmış ve 1958 ve 1 Mart 1961 yılına kadar yerel basın incelenmiştir.
- Günlük Ekspres gazetesi bulunamadığından inceleme dışı bırakılmıştır. Haberler, dizgicilerin dizdiği gibi, düzeltme yapılmadan verilmiştir.
Başlık şaşırtıcı gelebilir. Ancak ülkemiz yüzlerce medeniyete beşiklik yapmıştır. Bugüne kadar yapılan araştırmalar, yapılan kazılar bize medeniyetin başlangıç noktasının Orta Doğu olduğunu göstermiştir. Anadolu’da Orta Doğu ve Balkanlar arasında bir köprü olmuştur.
Bursa’da Marmara Bölgesinin önemli kentlerinden, idari ve ticari merkezlerinden biridir. Yaklaşık MÖ 6350 yılına kadar tarihlen yerleşim yerleri bulunmuştur. Bursa’nın tarihinin yaklaşık 8500 yıl öncesine kadar uzandığını söyleyebiliriz.
Doğal olarak bölgenin her yerinin, dağının-taşının tarihi kalıntılarla dolu olduğunu söyleyebilir. Doğal olarak bulunan kalıntılar, altın-gümüş paralar, mücevherler kişileri zengin etmiş, kişilerin ani zenginleşmeleri sürekli define bulmalarına yorulmuştur. Kırsal kesimde yaşadım, fenni ziraat yapan, malını bekletip satan ve böylece ortama göre biraz varlıklı kesim olanlar için, “Define buldu” denirdi.
İnşaatın bu kadar rant kapısı olmadığı, rantın dar bir alanda paylaşıldığı bir ortamda kırsal kesim ve varoşlarda definecilik daima ilgi görmüştür. Bazı kişilerde ise hastalık haline gelmiştir. Bursa’nın Yeşilova mahallesinde bir defineciler kahvesi vardı. “Şurada bir işaret var, elimde bir harita var” demeniz yeterliydi. Hava şartları, gidilecek yer dağmış, yol yokmuş, gece yarısıymış…Hiçbiri önemli değildi. Hemen ekip toplanır yola çıkarlardı.
Definecilik hastalığı resmi kurumlara da sıçradığına da şahit olduk. Yıllar önce Çanakkale Ticaret Odası satın resmi makamlara başvurup, define araması gazetelerde haber olmuştu. Oda, uyanıklık yapmış ve define bulunursa yer sahibine verilecek parayı da almak için define aranacak araziyi de satın almıştı. Ancak günlerce süren kazıdan bir ses çıkmamıştı.
Geçenlerde Gümüşhane’de 12 bin yıllık Dipsiz Göl, resmi makamlardan alına izinle boşaltıldı, arandı. Hiçbir şey bulunamadı ve dolduruldu (12 Kasım 2019 NTV ve gazeteler). Tarsus’daki gizemli kazı konusu netameli olduğu için hiç girmeyelim.
Osmanlı Devleti başını vurdurduğu vezir, bey ve ayanların servetlerine de el koyardı. Bursa’nın Orhaneli bölgesi ayanlarından, o günkü adıyla Adranos kazası Âyanı Yazıcıoğlu İsmail Ağa, ödemesi gereken vergileri ödemeyince asi durumuna düşer ve sonunda canından olur. Olur olmasına da serveti bulunamaz. Osmanlı Devleri, İsmail Ağa’ya ait 1300 kilo olduğu söylenen servetinin araştırılması için 1879 yılında bir yazı gönderir.
Defineciler çok arar ama bir şey bulunamaz. En son 2012 yılında, beş ortak Kusumlar köyünde bu defineyi aralar ama bulamazlar.
Define ararken mağaralarda, kuyularda ölenlerin bazısı haber olur, bazıları haber bile olmadan ölür gider. Bazen de define aramaya giderken “anarşist” diye vurulurdunuz. 12 Mart sonrası günlerde İnegöl’de arkadaşlarıyla define aramaya giden bir arkadaşım ölümden döndü. Ellerinde tek kırma bir tüfek, uzun saç ve İspanyol paça o dönem “Anarşist” sayılmanız için yeterdi. Bir yandan devlet, bir yandan mollalar bu şekilde propaganda yapıyorlardı. Yolları eli silahlı köylüler tarafından kesilir. Kaçmaya kalkan bir arkadaşları başından vurulur. Ölen olmaz ama, kafasından vurulan arkadaşlarında “Eser” kalır.
Tesadüfen define bulan da çoktur. Kimisi susmasını bilir, parayı kullanır. Kimisi çenesini tutamaz, enselenir.
Rahmetli kaynatam, Bursa’nın tanınmış bir süthanesinin binasını yapmıştı. Süthane sahibi, sermayemizi tesadüfen bulduğumuz bir küp altına borçluyuz demişti. O yıllarda mandıracılık çok zor bir işti. Kırsal kesimde m köylere yakın bir yerde mandıra kurulur, çevre köylerden süt toplardınız. Kısaca süte yakın olmalıydınız.Süthane sahibi kardeşiyle beraber mandıradayken, su aldıkları derenin kenarında bir parıltı görür. Karşıya geçer. Parıltını yanına gider. Dere zamanla yatağını genişletmiş, sürekli toprağı oymuş. Bir zamanlar orya gömülen küçük bir küpü yan çevirmiş. Küpün ağzı açılmış ve Osmanlı döneminden kalan altınlar dökülmeye başlamış.
Tabi her tesadüfen bulunan definenin sonu güzel bitmiyor. Seksenli yıllarda Ahmetpaşa mahallesinde bir inşaat kazısında binlerce gümüş sikke bulan işçiler paylaşamayıp birbirine girince olay karakolda biter.
Müteahhit bir dostum anlatmıştı. “Yine seksenli yıllarda Heykel civarında ahşap bir evin yıkıp, apartman yapıyorduk. Temel kazısı yapılıyordu, ben de nezaret ediyordum. Kepçe kazarken küçük bir küp fark ettim.Basiretim bağlandı. Kepçeye, ‘Dur’ diyemedim. Kepçe indi ve küp parçalandı. İçindeki altın tozları toprağa karıştı gitti. Öylece bakakaldım, işçilere de bir şey demedim”.
Define hikayeleri bitmez.Şimdi 1958 ve 1 Mart 1961 yılına kadar yerel basında yer alan bazı define haberlerine bir göz atalım.
Eski kiliselerde gömü arayan çok defineci çoktur. Bu arada gömü, yarı göçerlerin kilim dokurken çözgü iplerini bağladıkları yere çakılı kazıklara denirmiş. Konaklayacakları yere gelen göçerler, Yörük kadınları hazır kazıkları bulunca, “Gömü bulduk” diye sevinirlermiş.
Gelelim bulunan definelere, Kilise de define neyse, camide define bulunmasına ne dersiniz? Hem de iki kez, ne dersiniz? Evet, Bursa’nın merkezinde bulunan Nalbantoğlu Camiinde bir çömlek altın ve gümüş para bulunur. Hem de ikinci kez. Altınlar sadece Osmanlı dönemine ait değil, Doğu Roma (Bizans) dönemime ait olduğunu 8 Temmuz 1959 tarihli Hakimiyet gazetesinde okuyoruz.
Çömlekleri, Bursa’da birçok tarihi eseri ayağa kaldıran ve bu caminin de restorasyonunu yapan Eski Eserleri Sevenleri Sevenler Kurumu Derneği bulmuş. Dernek, camide bulunan küpte bulunan altın paraların 16 adedinin Bizans, 8 adedinin ise Osmanlı dönemine ait olduğunu; 87 gümüş sikkenin de Osmanlı Devleti’ne ait olduğunu açıklamıştır.
Bursa’nın en eski yerleşim yerlerinden birisi günümüzde bizim Arap Şükrü Sokağı olarak bildiğimiz Yahudilik yani Sakarya Caddesi’dir. Bu Cadde üzerinde bir zamanlar üç havra /sinagog bulunuyordu. Bunlardan ikisi bugün ayaktadır. Caddesinin ortasında bulunan Geruş sinagogu ibadete açıktır. Sinagogun yanında Beyaz Saray adında bir hamam bulunuyordu.
Burada yer alan Bursa’nın en eski mermercilerinden birisi Haşim Altınsoy’dur. Mermer atölyesi Ulucami’nin karşısında, Maksem’e çıkan caddenin başında, PTT’nin karşısındaydı. 13 Mart tarihli Hakimiyet gazetesinde Haşim Altınsoy firmasının ilanını görüyoruz.
Haşim Altınsoy 1959 yılı sonunda Sakarya Caddesi’nde aldığı yerde bir mermer atölyesi kurdu. Bu atölye doksanlı yılların sonuna kadar faaliyet gösterdi. 3 Kasım 1959 tarihli Hakimiyet gazetesinde bu arsada yapılan hafriyat çalışmasında işçiler bir kap içinde 48 adet Osmanlı sikkeleri bulurlar ve Haşim Bey’e haber verirler.
Gazete haberinde, bulunan sikkelerin 300 yıllık olduğunu ve iki cins olduğunu öğreniyoruz. Gümüş paraların 20 adedinin dört santim, 28 adedinin ise üç santim olduğunu yazıyordu.
1959 yılında iki define haberini daha gazeteden okuyoruz. Bu sefer aranan yer İnegöl’ün Yenice nahiyesiydi, “İnegöl’ün Yenice köyünde define aranacak”. Kasım ayında ise başka bir ilçede define arandığını okuyoruz, “Gemlikte bizans devrinden kalma define aranacak”.
Ocak ayında ise define aranacak yer Gökdere boğazıdır, “Gökdere boğazında define aranacak”. Mayıs ayında yine Gemlik’te define aranır, “Gemlikte Depoaltı mevkiinde define aranacak”. 18 Eylül 1960 tarihli gazetede yine bir define haberi yer alıyordu, “İznikte define aranacak”.
Restorasyon devam eder, defineler meydana çıkar. 15 Kasım 1960 tarihli Hakimiyet gazetesinin verdiği habere göre define Emir Hanı’nın restorasyonunda bulunur. Bu defa bulunan define kiloyla belirtilecek kadar büyüktür, tam da 14 KİLO. Evet, gerçekten büyük bir define bulunmuştur. Tam 14 kilo altın ve gümüş para.
Paralar, destek koymak için, hanın iç duvarları kazarken bulunmuş. Yapılan ilk incelemede, sikkelerin Padişah, II. Murat dönemine ait olduğunu gazeteden okuyoruz.
Define bu, nereden çıkacağı belli olmaz. Kapalıçarşı’nın büyük bir kısmı 1958 yılında yanmıştı. Daha sonra enkaz temizlenir ve yeniden inşaat faaliyeti başlar.
Bu define, o dönemde Bursa’daki ipek ticaretinin yoğunluğunu göstermektedir.
Kıssadan hisse ne derseniz, “Sakladığınız servetin size hiç bir faydası olmaz”.
- Ekrem Hayri PEKER
KAYNAKÇA:-Bursa Günlüğü, Adranos Kazası Âyanları, Ömer Faruk Dinçel, Sayı:9, S:80-83-Hakimiyet Milletindir Gazetesi
-Yeni Ant Gazetesi
https://www.belgeseltarih.com/yerel-basin-arsivinden-bursanin-defineleri-nerelerde-cikti/
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
17.05.2020 Mezarında bile rahat bırakılmayan Şehzade Cem Sultan
-
09.05.2020 Lodos estiğinde uçaklar Bursa'ya inemezdi
-
09.05.2020 Bursa Basınından Uçan Daire Haberleri
-
18.04.2020 Bursa'nın Dağ Yöresinde Sinema
-
18.04.2020 Bir zamanlar Bursa'da deve güreşi de yapıldı
-
17.04.2020 Antik Çağlardan Günümüze Gelen Bir Kavim: Sahalar
-
17.04.2020 Bursa'da fil cinayeti! Arşivden yansıyanlar…
-
17.04.2020 Kültürpark'taki boa yılanları nasıl öldü?
-
05.04.2020 Şeyh Bedrettin Vakası öncesi Rumeli'ne sürülen dini gruplar
-
05.04.2020 Bursa'ya sürgün edilen şeyhülislamlar
-
05.04.2020 Bursa'da medfun mollalar
-
27.02.2020 Pazırık Halısı ve Kurganı
-
27.02.2020 Tirilye Sinemaları
-
27.02.2020 Bursa'da Havayolu Taşımacılığı, Uçak Kazaları ve Anılar
-
27.02.2020 İnegöl'de müderrislik yapan mollalar
-
02.11.2019 Bir Mübadele Öyküsü: Langaza'dan Çeşnigir Köyü'ne
-
20.10.2019 Kızılbaş ayrımı Bursa'da başladı: Kızıl börk-Ak börk ayrılığı
-
20.10.2019 Nostalji… İnegöl Sinemaları…
-
06.08.2019 Kurşunlu sinemaları ve Kurşunlu'da bir gezinti
-
14.07.2019 Osmanlı Devletinin Kuruluşu: Aşiretten mi Yoksa Uç Beyliği mi?
-
10.07.2019 Bursa'da çekilen filmler
-
02.07.2019 Fergana
-
30.05.2019 Philips demek Eindhoven demek
-
29.05.2019 Utrecht'te Runik Yazı
-
28.05.2019 Bir Hollanda gezisi ve Rembrandt
-
28.05.2019 Bu dünyadan Hadi Türkmen geçti
-
28.05.2019 Mustafakemalpaşa'da Çekilen Filmler
-
25.05.2019 Kızılderililer ve Ön Türkler
-
17.05.2019 Osmanlı ve Teşkilatı Mahsusa'nın Müttefiki Küçük Han
-
27.04.2019 Keles Sinemaları (Nostalji)
-
14.04.2019 Memlûkler
-
14.04.2019 Osmanlı tahtına göz diken Giraylar
-
07.04.2019 Semerkand'dan Kastamonu'ya Astronom Şirvani
-
24.03.2019 Bursa Orhangazi Sinemaları
-
24.03.2019 Fransız tarihçilerin gözünden Osmanlılar'ın Mısır'ı fethi
-
16.03.2019 İznik Sinemaları ve Anılar
-
15.03.2019 Yenişehir, Anılar ve Sinemaları
-
13.03.2019 Osmanlı'da Nüfus Sorunu Üzerine
-
13.03.2019 Şeyh Bedrettin (1358/59 – 1416)
-
13.03.2019 93 Harbi (1877-1878) Öncesi Anadolu
-
09.03.2019 Unutturulan Cihangir Osmanlı Padişahı
-
09.03.2019 Halide Edip'in romanı… Mustafa Kemal Paşa ve "Vurun Kahpeye"
-
06.03.2019 Tankut Sözeri – Hayatı… Eserleri…
-
27.01.2019 Bursa Geçit'te Bir Sinema
-
05.01.2019 Padişah II. Mahmut Dönemine Farklı Bir Bakış
-
01.01.2019 Anadolu'dan Semerkand'a, Semerkand'dan Anadolu'ya bilime yolculuk
-
30.12.2018 Runik Yazıyı Okuyan Adam: Kazım Mirşan
-
30.12.2018 Meclis-i Mebusan'da bir oturum ve Ahmet Vefik Paşa
-
19.12.2018 Hüsnü Züber – "Yaşarken mezar taşını yaptıran adam!"
-
14.12.2018 Leon Cahun'a göre Avrupa'da Ön-Türk izleri
-
09.12.2018 Osmanlı'nın son Mekke Şerifi Ali Haydar Paşa, Fahrettin Paşa ve Medine Müdafaası
-
09.12.2018 Anna Komnena zamanında Balkanlarda Türkler
-
25.11.2018 Keles-Taşkent Hattı
-
25.11.2018 Malta Sürgünleri
-
25.11.2018 Malta'ya sürülmeden Samsun'a
-
18.11.2018 Sinema işletmecisi Bahri Akkuşoğlu'nun gözünden Bursa'da sinema dünyası
-
18.11.2018 Katip Çelebi'nin izinden giden Bursalı müellif Mehmet Tahir Efendi
-
18.11.2018 Bursa'da Medfun Sadrazamlar ve Vezirler
-
13.10.2018 Kurtuluş Savaşı ve Demirkapı Köyü
-
13.10.2018 Rydakos Çayı'ndan İskele Mahallesi'ne Kocasu'nun yolculuğu
-
13.10.2018 Güllüce Köyü, Mustafakemalpaşa ve Anılar
-
12.10.2018 Yeniçeriler ve yeniçeri isyanlarına farklı bir bakış
-
25.09.2018 Bursa'da nostaljik bir gezinti
-
25.09.2018 Doğu Anadolu'da Kurulan Şuralar
-
25.09.2018 Emperyalizmin Tarih Anlayışı
-
26.08.2018 Batı Anadolu Halkı, İonlar
-
21.08.2018 Bursa'da son ipek filatürcü
-
21.08.2018 İngilizlerle ayrı bir barış antlaşması yapmak istiyordu, ölü bulundu
-
21.08.2018 Güvem Köyü'nden bir mucit
-
21.08.2018 "Herkes Geldi Ama Zuhram Gelmedi"
-
20.08.2018 Meyhane Kültürü – Bursa'da Meyhaneler
-
13.08.2018 Semerkant Rasathaneleri ve Medreseleri
-
24.07.2018 Kor Paşa, Çadır Yıkan Paşa, Bursa'yı Ayağa Kaldıran Paşa
-
24.07.2018 Yıldırım'ın ve Timur'un şairi Ahmedi
-
24.07.2018 TOY – Özbek Düğünü
-
15.07.2018 Bursa'nın Bayram Yeri: Pınarbaşı
-
15.07.2018 Enver Paşa'nın gerçekleşmeyen hayali: Resne'ye dönüş
-
15.07.2018 Tarih Yazımının Değişimi: 19. Yüzyıl
-
08.07.2018 Hemşinlilerin Kökeni… Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı
-
08.07.2018 Kafkas arkeolojisi üzerine
-
08.07.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi'nin Türbesi Nasıl Yapıldı
-
08.07.2018 Türkiye'de Panayır Kültürü
-
08.07.2018 Bursa'da Gizli Nikah ve Sinemacı Bahri Eşiyok'un Gözünden Bursa Sinemaları
-
24.06.2018 Çerkeslerde Düğün-Yemek-Giysi Kültürü
-
24.06.2018 Binek taşları ve Bursa'daki son binek taşı
-
24.06.2018 Cumhuriyet ekonomisi başlarken
-
22.06.2018 Yeni komedi türü: Tarih kitaplarındaki çeviri hataları
-
19.06.2018 İpek Yolu Devletleri ve İpek Savaşları
-
17.06.2018 Kafkasya'dan İspanya'ya, Anadolu'dan Orta Doğu'ya dolmenler
-
17.06.2018 Evliya Çelebi'den günümüze Bursa'nın kıraathaneleri ve kahve kültürü
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Korosu
-
16.06.2018 Bursa Kız Lisesi Bandosu
-
16.06.2018 Kapalıçarşı yangınından sonra Yorgancılar Çarşısı nasıl açıldı
-
16.06.2018 2. Dünya Savaşı'ndan hüzünlü bir öykü: Kravat
-
16.06.2018 Osmanlı'nın kuruluş yıllarında Bursa'da sağlık
-
08.06.2018 İnegöl'de çekilen filmler
-
05.06.2018 Bizans ve Bursa İpekçiliği
-
05.06.2018 1.Dünya Savaşı'nda Batı Trakya
-
31.05.2018 İnegöl'de nostaljik bir gezinti ve Kent Müzesi
-
31.05.2018 Gemlik'in sinema geçmişine dair anekdotlar
-
23.05.2018 Misi Etnografya Evi
-
23.05.2018 Mevlit Yazarı Süleyman Çelebi ve Kazım Baykal
-
16.05.2018 Bursalı Osmanlı tarihçisi Neşri
-
16.05.2018 Türkiye ve Dünyada Çerkes Diasporası
-
16.05.2018 Bursalı Tahir Bey ve Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey'in gözünden Karagöz ve Hacivat
-
08.05.2018 Kafkasya'dan Anadolu'ya: Zekeriya Efendi
-
08.05.2018 Bursa'dan Tamgalısay'a yolculuk notları
-
15.04.2018 Teşkilat-ı Mahsusa ve Türkistan
-
14.04.2018 Bulgar-Yunan çetelerine karşı… Son Osmanlı akıncıları
-
14.04.2018 Mary A. Walker'ın Bursa anıları ve Karadeniz boyundaki son Oğuz devleti
-
14.04.2018 Bursa'dan Kırım tahtına: İslam Giray Han
-
14.04.2018 Çerkes ve Gürcü köle ticaretinin yasaklanışı (1845-1855)
-
07.04.2018 Anadolu'da ‘Erken' Hurri Kültürü
-
07.04.2018 Ermeni tehciri üzerine
-
06.04.2018 Kuşçubaşı Hacı Selim Sami Bey (1877-1927)
-
05.04.2018 Onlar yaşarken efsaneydiler
-
04.04.2018 Adıgelerde Nart Efsaneleri
-
04.04.2018 Semerkant'tan Anadolu'ya
-
04.04.2018 Nexhaylar'ın kızı
-
04.04.2018 Kıpçak Ermeniler
-
03.04.2018 Vubıhlar / Ubıhlar
-
03.04.2018 Muy Mübarek
-
02.04.2018 18.Yüzyıl sonu Osmanlı-Kafkas ilişkileri ve Ferah Ali Paşa
-
02.04.2018 Yitirdiğimiz Osmanlı Kenti: Bursa
-
02.04.2018 Kurtuluş Savaşı'nda Batı Trakya'da Kuva-yı Milliye
-
30.03.2018 Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti (1917-1920)
-
30.03.2018 Kırım Hanları ve Çerkesler
-
30.03.2018 II. Beyazit döneminde Kafkasya
-
27.03.2018 Üçüncü Batı Trakya İdaresi
-
27.03.2018 Yeşim Taşı
-
27.03.2018 Boğanın boynuzları – Sümerler – "Tarih Türklerle Başlar"
-
26.03.2018 Bursa'da özel radyoculuğun öncülerinden Mehmet Önür-Cemal Elmas
-
26.03.2018 İkinci Batı Trakya Devleti
-
25.03.2018 Ürdün'den Bursa'ya Kafkas tarihçisi Mahmut Bi
-
25.03.2018 İstiklal mahkemelerinde "İzmir Suikasti" davası
-
25.03.2018 Harf Devrimi ve Millet Mektepleri
-
24.03.2018 Anadolu'ya yerleştirilen Kumanlar (Manavlar)
-
25.03.2017 Hükümet-i Muvakkate / Rodop Geçici İdaresi
-
16.03.2017 Harp tarihçilerimiz ve Bursalı Mehmet Nihat Bey (1886-1928)
-
22.05.2016 Denize atılan çiçekler: Kafkas sürgününe anma
-
03.04.2016 Özbekistan… Tarihini koruyamayan kent: Hokant…
-
26.03.2016 Ermeni Tehciri
-
25.03.2015 Eski Zağra Müftüsü'nün gözünden 93 Harbi