Ziya GÜNEY

28 Ocak 2015 günü kentimizde bir yerel gazetede bir dostumuza ait köşe yazısında ABD de dünyaca ünlü Araştırma Enstitüsü Brookins’in her yıl yayınladığı  Küresel Metropol İzleme raporu ile ilgili bilgiler yer alıyordu.

Dünya Gazetesinde yayınlanan bu araştırmayı biz de okuduk.

Bu yazıda adı geçen Enstitünün 2014 sonu itibariyle yayınladığı ve  “Dünyanın 300 büyük şehri”  başlıklı yazısı konu ediliyor ve 300 büyük kent içinde Bursa’nın büyüme hızında dünyada dördüncü sırayı aldığı “güzel haber“ başlığı ile veriliyordu.

Ayrıntısında ise listenin ilk 10 sırasında Çin’den 5, Türkiye’den de 5 olmak üzere Çinli ve Türk kentlerinin yer aldığı ifade ediliyordu.

Biz bu konudaki yazımızı hazırlarken Türkiye İstatistik Enstitüsü (TUİK) 2014 yılı sonu itibariyle adrese dayalı kayıt sistemi ile ülkemizin ve kentlerimizin son nüfuslarını ve yıllık nüfus artış hızlarını yayınladı.

Buna göre ülkemiz nüfusu 2014 yılı sonunda 77 milyon 695 bini bulmuş ve ülkemiz ölçeğinde yıllık nüfus artış hızı yüzde 1,33 olmuştu.

Bursa’da ise nüfusumuz  2 milyon 787 bin olup yıllık nüfus artış hızımız yüzde 3,6’dır.

Hemen şu hususu belirtmekte fayda görüyoruz. Gerek Bursa, gerekse diğer büyük kentlerimizdeki yıllık nüfus artış hızları hala yükseklerde seyretmektedir.

Bu yüksek nüfus artışı ile doğum, iç ve dış göçler ile sınırların genişlemesi neticesinde  büyüyen kentlerimizin başta teknik ve sosyal alt yapı olmak üzere sorunları da artmakta ve merkezi idare ve yerel yönetimlerimiz bu sorunları çözmede başta kaynak olmak üzere büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar.

Önemli olan nüfusun artması değil, bu nüfusun her türlü ihtiyaçlarının karşılandığı çağdaş bir kent ve bu kentte yaşayanlara yüksek standartta kaliteli hizmet sunmaktır.

Bu konuda yurt dışından iki örnek vermek istiyoruz.

1968 yılında Bursa ile Almanya-Darmstadt kardeş şehir olduklarında Darmstadt’ın nüfusu 155 bin idi. Bursa’nın ise merkez nüfusu 230 bin civarında idi.

Günümüzde uzun yıllar kaldığımız ve yakından tanıdığımız  Darmstadt’ın nüfusu hala 160 bin civarında olup Bursa’nın nüfusu ise bir taraftan doğum, iç ve dış göçler diğer taraftan metropol sınırların genişlemesi ile 3 milyona dayanmıştır.

Bu konuda bir örnek de 1993 yılında Bursa- Nilüfer Belediye Başkanı olduğumuz dönemde Bursa Büyükşehir belediyemizin arıtma tesisleri, katı atık bertaraf tesisleri, yağmur suyu kollektörleri, kayıp kaçak oranı yüzde 68’e ulaşan içme suyu şebekesinin yenilenmesi için o zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı rahmetli Teoman Özalp ve BUSKİ Genel Müdürü M. Ali Meriç ile birlikte Dünya Bankası’na kredi müzakerelerine gitmiştik.

Orada yukarıdaki projelerimiz için hazırlattığımız fizibiliteleri Dünya Bankası yetkililerine sunarken rahmetli Teoman Özalp İngilizce, ben de Almanca sunum yapmıştım.

Ben yaptığım sunumda Bursa’daki o dönemlerde yıllık nüfus artış oranının yüzde 5 civarında olduğunu söyleyince, bizi dinleyen Dünya Bankası yetkilileri bu nüfus artış hızını çok bulup hayretlerini gizleyememişlerdi.

Bu arada yanımda oturan BUSKİ Genel Müdürümüz M. Ali Meriç ısrarla  Nilüfer’in nüfus artış hızını da söylememi hatırlatmasına rağmen çok daha yüksek olan bu oranı uzmanların bize olan güvenleri kaybolmasın diye telaffuz edememiştim.

Netice olarak yukarıda bahsetmiş olduğum projeler için 129 milyon dolar kredi alarak ülkemize dönmüş ve hemen bu projelerin hayata geçirilmesi çalışmalarına başlamıştık.

Bütün bu gerçeklerden sonra Bursa ve diğer büyük kentlerdeki nüfus artış hızları eskiye oranla biraz düşse de bugün dahi çok yüksek olup buna sevinmek yerine üzülmek gerekiyor…