solyanreklam
sagreklam
  • 02 Haziran 2018, Cumartesi 18:35
ZiyaGÜNEY

Ziya GÜNEY

DOĞAL AFETLER (DEPREM, HEYELAN, SEL VS.) KENTLERİMİZ VE BURSA

Bursa da dâhil olmak üzere kentlerimiz, başta deprem olmak üzere su baskını ve heyelan vb. gibi tehlikeler ile karşı karşıyadır.

Ülkemiz kentlerinin yüksek riskler göstermesinin başlıca nedenleri şunlardır:

- Son 50-60 yıllık hızlı şehirleşme süreci, denetimden uzak biçimlerde ve güvensiz alanlarda gerçekleşmiştir.

- Yapılaşma süreçlerinde başvurulan betonarme teknolojisinin aldatıcı kolaylığı ve

Denetimsizlik, ehliyetsiz üretimi körüklemiştir.

-Yerleşim birimlerinin çevresindeki ormanlık alanlar çeşitli sebeplerle (inşaat, yangın, tarla bahçe açma vs) yok edilmiştir.

- Kayıt dışı işlemlerle oluşan kaçak yapı stokunun yaygınlığı ve bunların defalarca aflara konu edilmesi, kentlerimizde riskleri özellikle yükseltmiş, ülkenin her köşesinde kendiliğinden çökerek büyük kayıplara neden olan yapı örnekleri çoğalmıştır.

Nitekim bu seçim öncesinde de adına her ne kadar imar barışı dense de yeni bir imar affı gelmektedir.

Her imar affı, kaçak ve çarpık yapılaşmayı daha da artırmakta vatandaşlarımızı cesaretlendirmektedir.

- Merkezi idare, yerel yönetimler ve toplum, farklı tehlikelere karşı önlem alma konusunda bilgi, kültür ve uygulama alışkanlıklarından yoksundur.

- Hızlı kentleşme ve kentsel büyümeye odaklanmış imar düzenlemeleri, risk azaltma yöntemlerini içeren planlama yaklaşımı ve pratiğinden uzak kalmıştır.

- Afetlerle ilgili mevzuat; güvenli ve afete duyarlı yerleşmelerin sağlanabilmesi için gerekli olan, afet tehlike ve risklerinin belirlenmesi ile afetlerin önlenmesi ve olası zararlarının azaltılmasına yönelik etkin önlem ve eylemleri düzenlememiştir.

- Türkiye'de yerleşmelerin deprem ve sel gibi tehlikelere maruz bölgelerde hızlı ve plansız artması, yatırımların bu alanlarda yoğunluk kazanmasıyla yüksek risk yığılmalarına yol açılmış bulunmaktadır.

- Yakın geçmişte hatta günümüzde bu nitelikleriyle kentlerimizin doğa güçleri karşısında deprem, sel, heyelana karşı yanlışlarımızın büyüklüğünü göstermiştir.

- Öte yandan, bugün kentlerimizin hatta irili ufaklı bütün yerleşim birimlerimizin hangi olasılık ve şiddette tehlikelerle karşı karşıya olduğuna ilişkin bilgilerimiz yetersizdir. Kentlerin risk düzeylerine göre bir sınıflaması ve sıralaması yapılmamıştır.

- Kentlerin, hangi tür ve mertebede riskler içerdiği, bu risklerin hangi faktörlere göre azalıp  yükseldiği, hangi etkinliklerin risk azaltmada başarılı yöntemler olabileceği konularında araştırma ve çalışmalar yapılmamıştır.

- Afetlere karşı hangi önlemlere başvurulacağı kararların kim tarafından alınacağı, yönetimlerin bu tür kararlar almada yetkin ve yetkili olup olmadıkları güncel bir sorudur.

- Afet önlemlerine ilişkin katılımlı karar alma ve yönetim biçimleri geliştirme eğilimleri, günümüz demokratik sistemlerinde oy kullanarak yetkilendirme sürecinin can ve mal güvenliğini kapsamadığı bilinmektedir.

Bu nedenle uluslararası yaklaşım, ulusal/ kentsel/ yerel düzeylerde afet platformlarının oluşturulmasını ve bu platformlarda her kesimin temsil edilmesini özellikle öneriyoruz..


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık