solyanreklam
sagreklam
  • 08 Şubat 2018, Perşembe 15:27
ZiyaGÜNEY

Ziya GÜNEY

Yüksek yapılar hala tartışılıyor

Bugüne kadar yüksek kat konusu ülkemizde çok tartışıldı ve hâlâ çeşitli zeminlerde tartışılmaya da devam ediyor...

Özellikle son zamanlarda başta Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devletin en üst katından Sayın Başbakan ve ilgili bakanlara kadar yüksek yapılara karşı duruş sergilenmekte, kentlerimizde dikey değil yatay yapılaşma önerilmektedir.

Biz Nilüfer Belediye Başkanı olduğumuz 1989-1994 döneminde aynı zamanda 5 yıl da Büyükşehir’de İmar Planlama Komisyonu Başkanlığı yapmıştık...

Her iki görevde bulunduğumuz süre içerisinde her zaman ve zeminde yüksek yapılara karşı duruş sergiledik. Bunun çeşitli mahsurlarını ortaya koymaya çalıştık.

Nilüfer ilçemizde belediye başkanı olur olmaz ilk uygulamalarımızdan birisi de zemin etüdü yaptırmak olmuştu. Konunun uzmanı heyete yaptırdığımız zemin etütlerinin neticeleri bizi tatmin etmemişti.

Bu sebepten ötürü yapıların özellikle depreme karşı daha güvenli olup olmamasına etki edecek diğer faktörleri de dikkate alarak gerek mevcut imar planlarında gerekse yeni yaptırdığımız planlarda yapı yüksekliklerini 5 kat ile sınırlamıştık.

Bu etkenler arasında zemin etüdü neticelerine ilaveten beton kalitesinin bugünkü seviyelerde olmaması, yapı kontrol sistemindeki aksaklıklar, 1975 tarihli eski deprem yönetmeliği vs de yer alıyordu.

Özellikle son yıllarda hazır beton kullanımının yaygınlaşması ve beton kalitesinin standartlarının yükseltilmesi, deprem yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle yapıların depreme karşı daha güvenli hale getirilmesi, yapı denetim firmalarının faaliyete geçmesi gibi olumlu gelişmeler olmuş ise de bizim yüksek yapılara karşı duruşumuz aşağıda kısaca özetlemeye çalıştığımız sebeplerle devam etmektedir.

Özellikle TOKİ konutlarının 4708 sayılı Yapı Denetim Yasası dışında tutulması hâlâ gerçekleşmemiştir... Bu sebeple de TOKİ konutlarının çok katlı olmasını gerek deprem güvenliği gerekse de diğer şehircilik ilkeleri açısından mahsurlu görüyoruz.

Öncelikle yüksek katlı yapılar yüksek yoğunluk demektir. Bu yoğunluğun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapının karşılanma maliyeti ağır ve uzun süreleri kapsamaktadır.

Devamlı yüksek yapılarda yaşayan insanlar imkan ve fırsat buldukça yalnızlığa yelken açmakta bu da dayanışma duygusunu azaltmaktadır. Yalnızlaşan insanlarda psikolojik rahatsızlıklar oluşmakta,bu giderek ruh hastalıklarına ve anormal davranışlara kadar gidebilen psiko- sosyal olumsuzluklar meydana getirmektedir.

Ayrıca yüksek binalarda yaşayan insanlar konut dışı aktivitelere daha az katılmaktadır.

Komşuluk ilişkileri olumsuzluklara uğramaktadır

Yüksek binalar sosyo- psikolojik  ihtiyaçlara her zaman cevap verememektedir.

Bütün bunlara ilaveten yüksek binalar ;

Ağırlıklarıyla çevre etkilerini bozmakta,fırtına yatağı oluşturmakta çevrelerinden güneş çalmakta ve çevre TV lerde çift görüntüye sebep olmaktadır.

Yalnız birkaçını  dile getirdiğimiz bütün bu gerçeklerin çok geç de olsa devlet yöneticileri tarafından da görülmüş olmasından uzun yıllardan beri yüksek yapılara karşı birçok zeminde mücadele eden bir kimse olarak bizi  son derece memnun etmiştir.

Ancak  başka bir gerçek de bu sürede atı alan Üsküdarı geçmiş ve özellikle büyük kentlerimiz  yüksek yapılar ile dolmuştur..

Bugün de bazı kentlerimizde özellikle de Bursa Nilüfer’de kentsel dönüşüm adı altında yüksek yapılaşma  B.Şehir tarafından  teşvik edilerek desteklenmektedir..

Bu yapılaşmanın bir an önce durdurulması gerekir..


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık